Ne demeliyim ki sana -ben gidiyorum- dedin. Senin için bu gayet doğal, normal birşeyken, bu senin için sadece şehir değiştirmek, ev değiştirmek, okul değiştirmekten ibaretken, bu benim için bir terkediş bir kez daha bitiş demek. Ben yine kafamda bir sürü soru işaretiyle sen ise vurdumduymaz gamsızken.. Ben seni bi kez daha bitirdim kalbimde, sen bir kez daha öldün bende.
Ben bi kere daha yanıyorum şimdi. Bir kez daha sensiz. Sen nerden anlayabilirsin ki. Ve bu son yazım. senin için, seni düşünürek yazılan. Sen ki kalbinde herkes yer açmıs, kimi sevdiği kime ne hissettiği hiçbir zaman belli olmayan yüce insan(!) hayattan ne istediğini bilmeyen, bazen kaybetmeye korkan, kaybetmemek için büyük bir cesaret gösteremeyen sen ... Hayatnda arafta kalmamı bekliyorsun. Yapamıyorum bunu. Sen beni sadece arafta koymadın, ruhumu hergün her sabah her gece girdaba attın .. girdap. senin hiç girmediğin ruhunun sıkışmadığı bir yer. Biz ki hiçbir zaman doğru düzgün anlamamış 2 insan. Ne ben senin istediklerini, söylediklerini anladım, ne de sen benim söylediklerimin altındaki anlamı kavradın. Ama ben bu kadar uyumsuzluk varken yine de çabaladım. Neden çabaladım işe yaradı mı? hayır. sen ki herşeyin üstünde atlayıp geçmek, cevapsız kaldığın yerleri söküp atmak isterken ben hep üstünde durdum. Boşa konuştum bazen boşa sustum.
Artık yolun açık olsun çoçuk. Kendine iyi bak. Benliğini kaybetme. Ne kadar benliğin bana ters olsa da sen onu kaybetme. Belki de seni -sen- yapan odur. Hoşçakal...
Melis ŞAHİN