13.06.2018 Çarşamba
Bizim dönemimizden mi kaynaklı bilmemekle beraber bir yıl fazla bir yıl az hepimiz aynı karakter ve davranışta kızlardık. Belki de ben bilhassa öylelerini çektim kendime. Mizacımız genelde soğuk, kendi ayakları üzerinde bir şekilde durabilen, kendine yetebilen arkadaşlardık. Türkiye’nin dört bir yanında benim canlarım...
Hayat bize üzerek ağlatarak kafamıza vura vura bazı
gerçekleri önümüze sermişti. Kimimiz küçük yasta babasını kaybetti, kimimiz
annesini; kimimiz evlendi boşandı bir çocuğu ile döndü baba evine; kimimiz üniversiteyi
yeni bitirdi is arıyor; kimimiz evlenmek üzere; kimimiz ilişkisini rayına
oturtmaya çalışıyor; kimimiz isini değiştirmek için depar atıyor; kimimiz doğru
insan için kalbine kulak veriyor.
Simdi öyle bir haldeyiz ki birbirimizin dertlerini direkt ya
da dolaylı duydukça, kendimize dönüp baktıkça, her düşüşümüzde birbirimize el
verir olduk. Şayet düşen sensen çoktan ayağa kalkmış olman gerek zaten!
Dilerim düşmene sebep topukluların değildir bebek :) Eğer öyleyse geçir ayağa devam et yola, çünkü etrafında düşüşünden zevk alan insanlarda olacak. O güzel ellerine basıp geçmek isteyecekler, yeri gelecek
saçından tutup çekecekler, gözünü dört açmazsan ayağından tutup sürükleyecekler
yalan yanlış her şeye...
Gerçek yüzümüzü sadece yakınlarımız bilebilirdi. Neden
bilmiyorum? Bu davranış bazı akıllarda farklı bir
imaja hatta ikiyüzlülük ile bağdaştırılsa da bence böylesi daha iyi. Hem ben
çığlık çığlığa gülerken herkesin görmesi pek hoş olmazdı dimi :)
Koskocaman bir kalp atfedilmiş bize. Yoo övmüyorum, gerçeği
söylüyorum. Hayır, Hayır megaloman değiliz!
Hayata bakış açımızdan kaynaklanıyor. Güzel bakmaya çalışıyoruz. Acıyı
da aşkı da sevgiyi de derinden hissediyoruz. Belki de bu yüzden... Ne demiştim kendine yetebilen kızlardık artık genç kadınlarız.
Bazen öyle bir yetiyoruz ki bazen birbirimize yer kalmadığı anlar yanlış olmasın
sadece an'lar olabiliyor. Terbiye etmişiz kendimizi.
Siz bazen buna güçlü kadın dersiniz ama zamanla ne kadar
dominant, efendime şöyleyim her şeyini hallediyor bana ihtiyacı yok, başka an
geliyor erkek gibi! Evet, bu lafları da işittik. Evet, kabul bizde bazen tökezliyoruz dedim ya düşebiliyoruz.
Ve siz öyle bir imaj yaratmışsınız kafanızda, düştüğümüzde bile yaklaşmaya
cesaretiniz yok. Korkuyorsunuz. Bazı şeyler sizi aşıyor devasa geliyor. Kontrolü
elinizde olmayan hiç birşeye istediğiniz olmuyor. Kontrolü elinize almanız
gereken yerlerde de zaten yoksunuz. Ben görmedim hiç güçlü bir kadının karsısında güçlü olan ve
güçlü kalan bir erkek. Ya düşerse deyip elinizi belinden çekmeden aynı yolu
beraber yürümeye cesaretiniz yok ki o kadının eli zaten sizin belinizi
sarmıştır. Ama şunun bilincindeyim ki; güçlü bir kadını el üstünde
tutmaya cesaretiniz olmadığı gibi aciz davranan size muhtaç olan sizi kullanan zayıf
kadınları tercih ediyorsunuz. Erkeklik gücünüzü hissedebilmek adına zayıfı
tercih ediyorsunuz. Zoru seçip kendinizi aşmak varken... Bizde maalesef ki rol yapmayı beceremeyen kadınlarız.
Korkunuzdan kaçıp gitmek istediğinizde "dur, gitme, kal" derken size muhtaç
değildik bilakis sizi seviyor ve sizin aslında ne kadar güçlü olduğunuzu size
göstermek istiyorduk. En azından inancımız bu yöndeydi.
Bazılarınız bu süreçte yalpaladı. Kendini değerli bir çiğ
tanesi sandı belki bulunmaz bir Hint kumaşı :) bak bu süreci izlemekte çok
zevkliydi. Bizi zayıf kalmayı tercih edenlerle karşılaştırmanız eğlenceliydi.
Ta ki oyunun sonuna gelene kadar. Bitti! Ben genelde terk edilmeyi bile isteye
tercih eden tarafım. Kafamda soru işareti olmasın isterim. Ki biliyorum giden
hep pişman! :)
Güçlüyü zayıfta ararsanız şaşkına dönersiniz böyle...
Güçlü kadın ağlaya ağlaya dik durabilen; zorluklar
karşısında başarma gücünü kendinde gören; tek başına tüm duygu ve düşünceleriyle
kendine yetebilen; duygularının arkasında durup savunabilen; kaçak oynamayıp
kendine öne atan kadındır.
Her yerde onlara rastlamanız mümkün tabi görmeye ve onları
yaşamaya cesaretiniz varsa. Tanımasakta birbirimizi sayımız yadsınamayacak kadar
fazla...
YazarHATUN