09.
Ben mi? Yüceleştiğim biricik gece bu...
Değiştim diyen gökyüzünün, denizin, insanların ıssız batışlarını gördüm.
Haktan hukuktan bahseden insanların;
hakkı hukuku bilmeden kendi menfaatleri için
Ruhlarını, yaşanmışlıklarını, sattıkları geceye,
sizde buyurun hoş geldiniz!
Ben mi? gereksiz öz güvene ihtiyaç duymayan,
Ego yapmayan insan bu gece büyüklendim.
Beni tanıyan insanlara önce nasıl sevildiğini öğretmişim,
Defalarca tecrübe ettim
İşte bu yüzden büyüklendim.
Ne güzel şeyler bırakmışım kötü kalplerinizde
Bir insanla anlaşamamak onu kötü yapmaz yanlış olmasın
Derinliğinden gelen bir şeydir.
Konuşmasından anlarsın; çaresizliğinde seçtiği yola bakarsın.
Ağzından çıkan cümleler ele verir yakayı.
Derinliği olmayan insanda derin'i ne ararsın.
İnsan hak ettiği devirde hak ettiğini yaşarmış.
Herkes layığıyla eşleşince anladım
Bir kadının sevişlerini de anlarsınız;
Zamanla nefretiyle mutlu olup yaşayışlarını da.
Bazıları kadınlara ilaç gelir;
Kadın kötüyken yapışır. iyi olunca atıp kaçar.
Bazıları su gibi gelir;
Kadın sevdiğine dört elle sımsıkı sarılır.
Ben mi? İmgelerin kraliçesi biricik Yazar HATUN
Herkes kendince yer bulur, benden habersiz krallığımda.
Kapının önünü krallık içi bilen soytarılarda vardır
Kendini önemli sanıp; kapıdan gelene geçene laf sallarlar.
Aşk nedir biliyor musunuz?
Ansızın gelir öncesi ve sonrası fark etmez.
Onu bambaşka bir boyutta yaşarsın
Beraberinde gelenlerle ise
Kurduğun hayalleri, farklı suretlerde devamlılığını sağlarsın.
Birbirlerini tamamlaması için çalışırsın.
Yaşayanları gördüm.
Uykularını bölmek istedim ama uyanmadılar.
Boşluktan sarışları gördüm
Son çare bilip tutunuşları
Yarasına bez yapanları gördüm Aşk'ı
Aşkı siz çok yanlış anlamışsınız
Derinliği olmayan bomboş insanlar aşkı nasıl yaşar?
Masumiyeti çiğdeniz mi sevişmelerde?
Kaç bedeni birbirine çarptınız, makul bir sonuç çıktı mı sayılarınızda?
Ruhsuz kadeh kaldırışlarda peki...
Rakının beyazı temizlemez artık sizleri
Ağzınıza yakışmaz bir kere...
İnanın o kadar kirlisiniz ki
Girdiğiniz deniz kirlenir.
Gökyüzü utanır da suretinize bir damla yağmur yağdırmaz...
Bazı kadınları büyütür aşk
Bazı erkekleri adam eder
Bazı erkekleri de...
Her neyse.
...
Milletin ağzına laçka olanı bıraktım kenara
Hatalarınızla yalpanışlarınızda görmek sizleri
Ben insanım insan!
Hayat, doğrultmazsan kendini daha çok çökertir seni
Çamurdan lağıma düşersin.
İnsanlar gittiklerinde izler bırakırlarmış
Bıraktığım beyaz izlerin üstü kir pas içinde
Bir parmak kir tutmuş kalbinin üstü
Beyninin dışı
Herkes kendini bir halt sanar olmuş
Büyümek mi? Kendini tanımayan insan büyümezmiş.
Neyi neden yaptığını bilmeli insan.
İçim o kadar huzurlu şimdi
O kadar hür ki kalbim...
O kadar şanslıymışım ki ben
Bir dansın hürriyetine kapıldım.
Bazı hatalar vardır, ben yapmadım.
Ben doğru olanı yaptım şartların gerekliliğini yaptım
İtenlerin, itildiğini gördüm
Kıymet bilmeyenlerin, acı çektiğini
Üzüldüklerime acıyorum şimdi.
Sonsuz huzur nedir biliyor musun?
Aşkın en güzelini tatmış olmak.
Önünde bembeyaz bir sayfanın olması
Seni kurtarması için birilerine itibar etmemek.
Seni seven, seninle beraber, senin yolunda yürüyor olur şüphesiz
Hayallerimi gerçekleştirecek güce sahibim.
Ben bir aşkın fotoğrafta nasıl resmedildiğini de gördüm
Milyon tane fotoğrafım var benim kime göstersem parmakla gösterdiği
Ancak kalbi güzel olanlar görür güzelliği
Aşkı hileyle hurdayla yaşamayanlar bilir
Herkesi ben mi sandınız
Feleğin çemberinden milyon kere geçirirler sizi ruhunuz duymaz
Sizin gibiler soytarıları hak eder.
YazarHATUN
acı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
acı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11 Nisan 2017 Salı
Aşk mı?
Etiketler:
acı,
aşk,
gece,
gerçek,
ilişkiler,
melisyazar,
mutlu olmak,
sevgi,
sevgili,
yazarhatun
22 Mart 2017 Çarşamba
Fısıltı
Bir fısıltı diledim gecelerce
Diledim Allah'tan
Dinledi gökyüzü, ay, yıldız.
Ağaçlar, çiçekler, çatıdaki kuş eşlik etti.
Yol göstersin istedim.
Sapaklara daldım, dardayım.
Bir fısıltıya kurban ettim ruhumu...
Havaya karışan cümlelerimi anlasın istedim.
Anlasın da bir cevap versin istedim.
Sicim gibi inen yaşlara dur desin;
Araftayken tutup çeksin istedim.
Tüm yüklerimden kurtulmaya bir fısıltı yeterdi
Hürce yaşamam için bana yol göstermeli...
Sızı hissediyorum bedenimde,
Dokunmak istiyorum sızımı dindirecek her şeye.
Bir çiçeğe, bir denize, birde o'na.
Elim varmıyor günah gibi...
Tarif edemiyorum sızıyı
Şekillenmiyor dilimde, sadece acıyor.
Ne hissediyorum bilmiyorum
Bir fısıltı istiyorum.
Yalvarırım bir fısıltı sadece
Çok mu zor gün ışığına çıkmam
Niye duvarsız bir hapishanede ruhum
Yolu bilen de sensin varılacak yeri de
Gerçeği söyleyecek olan da, ne yapmam gerekeni de
Bir tek sen!
Yol göster!
Senden gelen bir parçaya bile ihtiyacım var.
Cana ihtiyacım var yaşamak için...
Kime söylüyorum bunları biliyor musunuz?
Uğruna bütün yanlışlara boyun eğdiğim,
Günahlara koşa koşa gittiğim,
Düşünmeden yoluna düştüğüme bunca haykırışım...
Sadece
Kalbime!
Diledim Allah'tan
Dinledi gökyüzü, ay, yıldız.
Ağaçlar, çiçekler, çatıdaki kuş eşlik etti.
Yol göstersin istedim.
Sapaklara daldım, dardayım.
Bir fısıltıya kurban ettim ruhumu...
Havaya karışan cümlelerimi anlasın istedim.
Anlasın da bir cevap versin istedim.
Sicim gibi inen yaşlara dur desin;
Araftayken tutup çeksin istedim.
Tüm yüklerimden kurtulmaya bir fısıltı yeterdi
Hürce yaşamam için bana yol göstermeli...
Sızı hissediyorum bedenimde,
Dokunmak istiyorum sızımı dindirecek her şeye.
Bir çiçeğe, bir denize, birde o'na.
Elim varmıyor günah gibi...
Tarif edemiyorum sızıyı
Şekillenmiyor dilimde, sadece acıyor.
Ne hissediyorum bilmiyorum
Bir fısıltı istiyorum.
Yalvarırım bir fısıltı sadece
Çok mu zor gün ışığına çıkmam
Niye duvarsız bir hapishanede ruhum
Yolu bilen de sensin varılacak yeri de
Gerçeği söyleyecek olan da, ne yapmam gerekeni de
Bir tek sen!
Yol göster!
Senden gelen bir parçaya bile ihtiyacım var.
Cana ihtiyacım var yaşamak için...
Kime söylüyorum bunları biliyor musunuz?
Uğruna bütün yanlışlara boyun eğdiğim,
Günahlara koşa koşa gittiğim,
Düşünmeden yoluna düştüğüme bunca haykırışım...
Sadece
Kalbime!
YazarHATUN
Etiketler:
acı,
aşk,
can,
duygu,
fısıltı,
hayal,
hayat,
melisyazar,
ruh,
yazarhatun
5 Aralık 2016 Pazartesi
Ben ki...
O kadar kırgınım ki bu hayatta,
Belki de bu hayata.
Kalabalık bir caddede ters yönde yürüyor da,
İnsanlar bana çarparak geçiyormuş gibi hissediyorum.
Öyle yalnızım ruhumda.
Öyle bittiğim ki...
Saatlerce sahilde bir banka oturup,
Denize o deli boş gözlerle bakabilirim.
Kimseye güvenemeyecek kadar yıprandım.
İnancımın bittiği noktada başlıyor gözyaşlarım,
Canım o kadar yanıyor ki,
Tarif edemiyorum.
Dünden bugüne dağılan canımı toplayıp, yaşamaya çalışmak;
Yordu çokça...
Etimi çektiklerini hissediyorum bazen.
Beni anlamadıklarını gördükçe vazgeçiyorum her şeyden.
Hayatımdan, canımdan, inançlarımdan...
Örüyorum duvarlarımı kalbime ve
Ben ben'i terk ediyorum çöpün kenarına.
Canım o denli büyük yanıyor işte,
Yaşarken ölüyorum.
Nefes alan bir ölüden farkım yok kendimce,
Gerçekten nefes almakta değil bu...
Mutluluk yok ki bu nefeste.
Her bitişi açılacak bir kapı olarak görüp koşuyorum sualsiz.
Bazen dua ediyor insan; bu kapı bari ölüme açılsın diye.
Sahte gülüşler,
Sahte yakınlıklar, yakınlaşmalar...
Bana göre değil, asla katiyen!
Ancak,
Gülüşler düşünce yere, takıyor insan yüze maske.
Şimdi canımı içimden söküp alsınlar istiyorum.
Haykırmak istediklerim yer edindi dilimde,
Söküp atamıyorum.
Belki de haykırmak istediklerimi fısıldadığım için kaybediyorumdur.
Olamaz mı?
Değersiz hissettiğim insanlar arasında olmaktansa
Artık kalbime sığınıyorum.
Bilirim ki;
Huzurun başkenti kalbiniz ve başkentin tek sahibi sadece sizsiniz.
Son olarak soruyorum:
Gözyaşlarım arındırdı mı sizi günahınızdan, kirinizden,
Yoksa berrak düşen damlalar siyaha dönüşüp
Buladı mı sizi gama kedere?
Belki de bu hayata.
Kalabalık bir caddede ters yönde yürüyor da,
İnsanlar bana çarparak geçiyormuş gibi hissediyorum.
Öyle yalnızım ruhumda.
Öyle bittiğim ki...
Saatlerce sahilde bir banka oturup,
Denize o deli boş gözlerle bakabilirim.
Kimseye güvenemeyecek kadar yıprandım.
İnancımın bittiği noktada başlıyor gözyaşlarım,
Canım o kadar yanıyor ki,
Tarif edemiyorum.
Dünden bugüne dağılan canımı toplayıp, yaşamaya çalışmak;
Yordu çokça...
Etimi çektiklerini hissediyorum bazen.
Beni anlamadıklarını gördükçe vazgeçiyorum her şeyden.
Hayatımdan, canımdan, inançlarımdan...
Örüyorum duvarlarımı kalbime ve
Ben ben'i terk ediyorum çöpün kenarına.
Canım o denli büyük yanıyor işte,
Yaşarken ölüyorum.
Nefes alan bir ölüden farkım yok kendimce,
Gerçekten nefes almakta değil bu...
Mutluluk yok ki bu nefeste.
Her bitişi açılacak bir kapı olarak görüp koşuyorum sualsiz.
Bazen dua ediyor insan; bu kapı bari ölüme açılsın diye.
Sahte gülüşler,
Sahte yakınlıklar, yakınlaşmalar...
Bana göre değil, asla katiyen!
Ancak,
Gülüşler düşünce yere, takıyor insan yüze maske.
Şimdi canımı içimden söküp alsınlar istiyorum.
Haykırmak istediklerim yer edindi dilimde,
Söküp atamıyorum.
Belki de haykırmak istediklerimi fısıldadığım için kaybediyorumdur.
Olamaz mı?
Değersiz hissettiğim insanlar arasında olmaktansa
Artık kalbime sığınıyorum.
Bilirim ki;
Huzurun başkenti kalbiniz ve başkentin tek sahibi sadece sizsiniz.
Son olarak soruyorum:
Gözyaşlarım arındırdı mı sizi günahınızdan, kirinizden,
Yoksa berrak düşen damlalar siyaha dönüşüp
Buladı mı sizi gama kedere?
YazarHATUN
Etiketler:
acı,
gerçek,
hayat,
hüzün,
keder,
melisyazar,
yazarhatun
21 Mart 2016 Pazartesi
kim?
can kesikleri var ruhumda
sonsuzluğuna güvendiğin insanların
son olmasından korkarak
yaşıyorum ben'i.
aşk canını yakanı inatla sevmek miydi,
yoksa umutlara boğduğun küçük bir zaman dilimi mi?
neydi aşk sahi,
hayallerin mutlu etmesi mi onu düşününce hissettiğin
yoksa tarifsiz huzur mu?
adım adım huzurunu senden çalan seni gerçekten sevebilir miydi?
ya ruhunun bütün sırlarını bile bile bunu yapıyorsa,
ya yaralarını göre göre yaralarını açıyorsa...
rüyalarında, gününde, an'ında, dakikanda, salisende
gözünün önünden gitmiyorsa geçmişin,
peki ya yaralarını sarmak yerine daha çok yara açarken sevdiğin
geçirmeyi bile başaramıyorsa acılarını...
kim daha çaresiz şimdi?
bahanelere bulanan bir insan mı en çaresiz,
yaralarını kalbini yumruklaya yumruklaya acıtan ben mi?
Yazar Hatun
sonsuzluğuna güvendiğin insanların
son olmasından korkarak
yaşıyorum ben'i.
aşk canını yakanı inatla sevmek miydi,
yoksa umutlara boğduğun küçük bir zaman dilimi mi?
neydi aşk sahi,
hayallerin mutlu etmesi mi onu düşününce hissettiğin
yoksa tarifsiz huzur mu?
adım adım huzurunu senden çalan seni gerçekten sevebilir miydi?
ya ruhunun bütün sırlarını bile bile bunu yapıyorsa,
ya yaralarını göre göre yaralarını açıyorsa...
rüyalarında, gününde, an'ında, dakikanda, salisende
gözünün önünden gitmiyorsa geçmişin,
peki ya yaralarını sarmak yerine daha çok yara açarken sevdiğin
geçirmeyi bile başaramıyorsa acılarını...
kim daha çaresiz şimdi?
bahanelere bulanan bir insan mı en çaresiz,
yaralarını kalbini yumruklaya yumruklaya acıtan ben mi?
Yazar Hatun
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Piremses :)
İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...
-
Bazen bir adamın doğan Güneş'i, gecesini aydınlatan Ay'ı olursun. Hayatındaki büyük resmi, biricik öznesi; ruhunun ilk gördüğü hep s...
-
Eleftheria Arvanitaki - Gia Ton Motion Sou To Chroma Yakan güneşin batışını izleyecekler birlikte, güneş geziyor tenlerinde şimdi ateşi...