nefret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nefret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Haziran 2017 Cuma

ben-cil

Gizlice ateşlendi fitiller
Hoş görü ile açtığım kapıları birer birer hızlıca çarptım suratlarına
Nefretimle sinirimin içimden büyüdüğünü hissediyorum
İyilikle iyilikleri, keyifleri için huzurları için kalıplara sokarken şekil almaya çalışırken sessizce
Kendimi ihmal ettiğimi fark ettim
Ben o gece sadece giden emeklerime ağlamadım, yoluma engel koyduğunuz için de ağladım
Güzeli hoşluğu elimden kendi bencilliğiniz ile aldığınız da yorulmuştum... Bittim.
Ailen yok hayatında, arkadaşların yok ve bir sevgilin de yok yoluna yoldaşlık edecek.
Yol senin, karar senin. Hayatın ellerinde...
Senin haricinde herkes figüran hayatında.
Yolunu çiz, gelmek isteyen tutsun elinden yürüsün yolundan
Beğenmeyen soldaki durakta bekleyebilir. Geldiği yere baka baka dönebilir.
Anladım ki herkes keyfince davranıyor...
Beni sıkıştırıyorlar dört duvara üstüme üstüme geliyor her şey.
Şimdi umrumda değil sizin söyledikleriniz, sizin hayatlarınız, yaşadıklarınız
Bencilliklerinizden sıkıldım
Bencilliğim ile artık karşınızdayım.
Bugüne kadar nadirdir kendi derdimi kendi derdi sayan
Maksatım yalnızlığı somut olarak göz önüne sermek
Yoksa tek başıma da baş ediyorum dertlerimle
Yalan yere şefkate bulamayın kaskatı tutmuş ruhunuzu...

#YazarHATUN

4 Şubat 2017 Cumartesi

Susmayacağım

Büyük bir yalan söyledim,
Bilhassa kendime karşı.
Eziliyorum şimdi sözlerimin altında.
Kapıyı çarpıp gitmek ile;
Kalıp yaşamak arasındaki çaresizlikteyim.
Boğuldum yalanlarınızda,
Boğuldum samimiyetsizliğinizde.
Kalbinizi dinlemeyişinize kızdım sürekli.
Halbuki döndüm, baktım;
Gördüğüm sahne çok can yakıcıydı.
Diyeti ağırdı.
Sizlere benzemeye başlamanın rezilliği ile
defalarca bedel ödemek...
Hislerimin denizinde, kayalıklara çarpa çarpa,
defalarca dağıttım kendimi.
Üstüm başım kan revan.
Ben yoruldum!
Susmaktan yoruldum!
Sağımda solumda melek yok sanki,
Taşıyorum onlar yerine nefreti de sevgiyi de...
Tutkulu aşkıda astım boynuma bir zincir gibi,
ölüyorum kalbimin zindanında.
Her yeni doğan gün ışık sızmıyor buraya,
Ve her gece gaipten konuşuyor birisi.
Ben yoruldum!
Bu sesi dinlemekten,
İtiraf edememekten,
Döktüklerimi toparlayamamaktan,
Canımda sakladıklarımı sahiplerine iade edememekten...
Her şeyin bir zamanı olduğu inancındayım.
Bu yolda her şeye rağmen umudum tam.
Ben o günü bekliyorum.
Herkes için en doğru günü...
Ve ben o gün asla susmayacağım.

YazarHATUN

15 Eylül 2016 Perşembe

derin anlaşılmamak içerisinde
ellerim sinirden titreyerek yazdığım satırlardan
birisi daha...
her seferinde ne kadar kadir kıymet bilmez varsa
hep bana denk gelir moduyla yaşıyorum su sıralar
hiç kimsenin tutulacak tarafı yokken
ben itekleyerek bir şeyler yaşamak zorunda bırakılıyorum.
En aşağılık en gereksiz insanlar el üstüne tutulurken
bana yapılmış iki üç şeyle idare edilmem isteniyor benden.
sıradan kişilerin sıradan insanlara yaptıkları bu nasıl olsa.
sıradan değilim, sıradan hissetmiyorum,
sıradan yaşamıyorum.
öyle duvarlarım var ki.
ya hiddetlendikçe nefretim
benim duvarlarıma taş ekleniyor
ya da insanlar küçülüyor. tutunamaz oluyorlar
laftan anlamaz oluyorlar
anlatsanda anlamaz oluyorlar işte...
sen ise boğulduğun denizde yılana sarılırcasına devam ediyorsun
belli belirsiz bir rıhtıma doğru.
nefretin gerçekliği
sinirimin gerçekliği...
bütün bu yaşıma kadar bundan emin oldum.
insanlar hep iki yüzlü oldular
kaybetmek istemeyişlerinde bile hep bir çıkarları vardı.
öyle boğuldum ki samimiyetsiz insanların içinde
öyle ölüyorum ki her gün bir toprağa gömmüyorlar sanki
bütün yaşama sevincimi yaşımı gençliğimi alıyorlar benden
ben ölürken içimdeki yaşar mı sanki...
her gün farklı bir insanı farklı bir şekilde öldürüyorum
yoluma bu sefer daha emin ama bir o kadar sert devam ediyorum.
duvarlarımı keskinleştiriyorum. duvarımın yanına bir duvar daha örüyorum.
kendimde değerli kılıyorum kendimi.
biliyorum kim isterse yıkar gelir duvarları
isteyip görünen ama yerinde sayanları çok gördük.
karakteri farklı huyları farklı ama hareketleri aynıydı.
ne farkınız var birbirinizden.
hepiniz bir süre sonra içimde koca bir hiçsiniz.

26 Ağustos 2016 Cuma

Yerim seni Stalker !

Bunu hayatımda ikinci kez sorguluyorum.
"Eski sevgilimin sevgilileri neden beni takip eder?"
Yani modern zamanın stalk olayı...
Bloğumdan ne ister?
Amacı ne olabilir mesela?
Çok mu dile dolandım, çok mu anlatıldım ki sana
Kulağın, hasetin benimle doldu.
Bil ki kalpte iyi yere kazınmışım.
Merak etme payidar kalacak.
Çok mu sevmişim.
Benim gibi asla sevemeyeceksin,
Yoksa bundan mıdır telaşın?
Belki "gözüm üzerinde bilesin" imajı çizmek istiyorsun.
Komik.
Eğer böyleyse üslubumda zerre değişim yok.
İçimden geleni yazarım.
Edepsizleşir kalpte kırarım.
Ancak seviye düşürmeden yaparım ;)
Ayrıca baktığını gördükçe mutlu oluyorum.
Ruhumu okşuyorsun inceden :)
Ne olduğumu bana bir kez daha hatırlattığın için teşekkür ederim.
Biliyorum, hep değerli kalacak olan benim.
Hep böyle gir e mi!
Öğrenmek istediğin bir şey olursa sor çekinme,
Bende ne güzel anılar var neler neler...
Yazarım hepsini burda teker teker.
Korkutmuyor varlığın inan beni hiç
Senden beterini gördüm ne yalancı, ne düzenbaz
Beni değersizleştirmeye çalışan.
Beni bilen bilir,
Hatta kalbimin içine kadar.
Ama ben senin yerinde olsam
(Tamam keyiflendiriyorsun ama beni...)
Böyle küçük düşürmezdim kendimi.
Bana bakmaktan ilişikini yaşayamaz hale gelebilirsin.
Bence sen ilişkine odaklan, bana değil.
Ama şayet dersen "Ben mazoşistim, illa bakmak istiyorum."
Hay-hay, bloğumun linki her zaman sana açık. :)
(İstersen twitter hesabımın kullancını ismimi yazabilirim bu arada. )

Anladın mı?
Ses gelmedi. Her neyse.

YazarHATUN

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...