mürekkep etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mürekkep etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Kasım 2018 Cuma

Rüzgar


Rüzgarda yazılmış şiirler sunabilirim
Yerlere saçılmış kağıtlarım, şahidim
Masaya bulanmış mürekkebim gözyaşımla karışmış, biraz tuzlu
Ruhumun şeklini almış sözlerim,
kağıda döşenmiş elime özgü şekilde, teker teker
İnanır mıydın göstersem yüreğimde uçuşan karalanmış kağıtlarımı
Sen farkında olmadın, fısıldadım sözlerimi
Susuyorum sandın, ben seninle günlerce gecelerce konuştum
Birer birer yazdım seni, bilemezsin
Ellerime de bulaşmış mürekkebim.
Bittikçe başa sarmışım, rengarenk
Biraz siyah biraz kırmızı biraz mavi…
Dokunsam yüreğine temizler misin beyazınla beni…
Yorgun, bir o kadar da suskunsun
Konuşsan dinlerim seni
Döşerim cümlelerini kalbime
Anlarım anlaşılmanın bu denli uçsuz bucaksız olduğu şehrinde
Anlarım ama derinine ellemem asla
Bozulur büyü, kaçar uykular.
Bölmek istemem tatlı rüyalarını
Bil istemem derinliğimin büyüklüğünü
Ve derinliğimden ilk kez söz ediyorum sana
“geliyorum” diyecek oluyorum
Sonra bir adım geriye çekiliyorum
Sonra bir adım daha…
Duvarlarına çarptığımı hissediyorum
Sonra susup seyretmeye geçiyorum
Anlıyorum şehrin kalabalık bir o kadar karanlık
Kaybolmaktan korkuyorum bu yüzden derinine dokunmayacağım
Ama derinini anlatmaya cesaret edersen… dinlerim
Derinine bakar sadece gözlerim.
Bilemezsin…

YazarHATUN




23 Kasım 2016 Çarşamba

Mısralar...

Piraye kadar sadık
Vera kadar sonsuz kılabilirim sizi ancak;
Aşka aşık nazımın her kadına yazmıs olduğu yazılarını getirmeyin bana
Duvarlarımın soğunda ve içimde yanan güzel canda
Şüphesiz bulabilirsiniz Maria Puder'ı
Belki şuan hayatımın bu ziya noktasında yaşıyor olabilirim Maria'yı 
Ve siz mutlaka
Sabahhattin Ali'nin Maria'sına olan aşkını yaşayın bende
Ama ordaki cümleleri fısıldamayın kulağıma...
Bir kadınım. 
Bedri Rahmi kadar; rakı masasında sizi ağlatacak kadar çokça sevin. 
Bana çokça kadınım deyin;
Sadece bu dünyadan göçerken sizi öldüreyesiye ağlatmayı istemem.
Tomris gibi bir aşk dörtgenine çevirsem de ortalığı
Sadakatim tek bir adama olacaktır bilirim.
Süreya kadar bekleyin beni kapıda 
Hatta bana son şiirinizi yazın, mürekkebinizle gömün beni sonsuzluğa...
Turgut gibi kıskanın, kaybetme korkusu bürüsün dört bir yanınızı.
Edip gibi uzaktan sevin beni, 
Dokunamasanızda, 
Beni her dakika, her saniye, her salise göremeseniz de; 
Benimle bir rakı masasında iki kelam, bir şiir etmek için bekleyin beni.
Sizi bırakıp giderken, üşümem Lavinia gibi. 
Özdemir Asaf'ın şiirlerini sevsem de
bilin ki her şiirin sonsuza kadar tek bir sahibi vardır.
bana sadece siz yazın kalbinizin sözlerini...
o yazının, o şiirin tek ve sonsuz sahibi olayım. 
Sizin ve benim nezdimde saklanmış bir sır olsun saman sarısı bir kağıt.
Belki örselenmiş eski bir zarf kanıtıdır bütün gerçeğin
Bende sizi yazarım Aralığın keskin soğunda
Peki siz bir Ocak ayazında, sabaha karşı düştünüz mü yollara;
İliklerinize kadar üşüdünüz mü, 
Soğukla öpüştünüz mü kuytuda?
Ben Şubatta sabahın altılarında sizinle ısındım. 
Siz'i size yazdım efendim.
Ben... herkesten, herşeyden önce tanımalısınız beni
Dikkat edin kulaklarınıza, gözlerinizin okuduğuna dikkat edin.
Ben size başkalarının ağızlarından yazmam yazılar, 
Dökmem şiirler.
Ben size layık olan ben'i yazarım bendeki sizden.
Şimdi siz bağışlayın kalbinizi 
Açılsın dili
Dizilsin birer birer dizeler
Dökülsün mısralar 

YazarHATUN


31 Mart 2016 Perşembe

Ben Bilirim

Loş odalarda bırakın beni,
Kulağım, kimsenin duymadığı ezgilere dolansın.
Beni kağıda, kaleme boğun,
Kalbim ellerimden aksın...
Dilim söylesin, duymadıklarınızı;
Görsün gözlerim, kimsenin görmediklerini.
Bütün güzellikleri bana getirin,
Şekillensin ruhumla,
Gösterebilirim size gerçekleri...
Gerçekler, bir mum ışığının değmesidir kadehe,
Gerçekler, bir sevgilinin silüetidir boş duvarda
Ve gerçekler dolanmaktır Edith'in sesine...
En nihayetinde teslim etmektir Aşk'ı kara mürekkebe...



'  Yazar HATUN  '

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...