din etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
din etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2016 Pazartesi

ISLAM

11.09.2016

            Duyguları şaha kaldırmak, merak uyandırmak ve kalbin gümbürtüsüne kısa bir ara vermek istedim bu akşam. Her yerde maalesef laik olmaktan uzaklaşıp "biz müslüman bir ülkeyiz" diye adlandırılan kısımda bulunduğumuz için yüzümüze tokat gibi çarpacak islamofobi ile karşı karşıyayız. İslamofobi nedir? Sevgili Vikipedi diyor ki: "İslamofobi, kelime anlamı olarak "İslam korkusu" demektir. Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürüle gelen ön yargı ve ayrımcılıktan kaynaklanmaktadır."[1] Belki sevgili müslimlerin hareket ve tutumlarından diyebiliriz. Bu kelime ilk kez 1991’de kullanılmış ve (şuan bu yazıyı yazdığım gün olan) Amerika’da 11 Eylül 2001’de ikiz kulelere yapılan saldırıda tekrar gündeme gelmiştir.
Övünüyorsunuz müslümanız diye, aslında dünya genelinde akseden olaylara bir göz attığımızda aslında övünülecek bir yanımızın kalmadığını görebiliyoruz.  Övünüyorsunuz dedim çünkü ben bugüne kadar milli kimliğimle övünmüş bir insanım. Çünkü bilirim vatan olmazsa, millet olmazsa ne dinin kalır ne milli kimliğin. Bu ülkeye karşı asli sorumluluğum milli kimliğimi korumak ve ona yaraşır şekilde davranmak olduğunu biliyorum. Ülkemin her insanı benimle aynı fikirde mi? Tabiki de hayır. Çünkü birbirinizi din açısından öyle güzel pof poflamışsınız ki gözlerinize kara perdeler inmiş. Son gelen din, kitap, peygambere sahip olduğumuz için şanslı hissetmemiz evet, normal. Ancak nereye kadar? Başka dindeki insanları yok sayıp, mezhep ayrımına giden şu siz müslimler değil misiniz? (Ateist, deist ve envayi çeşit bir takım, grup ve adı her neyse hiç birisine bağlılığım yok. Tek başıma parti misali konuşurum ben. ) Herkes size göre Müslüman doğmalı ya da sonradan olmalı, yoksa cehennemi boylar öyle mi? Kuran-ı Kerim’de ne söyleniyordu Arapçasını okuyup, hatim edip genellikle anlamını bilmeden hava atan insanlar ve saçma sapan duygulanıp, ağlayıp kendini yerlere vuran teyzeler varken tabi bizim bu denli cahil kalmamızda olası… Son din İslamiyet. Ancak görevlerini yerine getiren Yahudi ve Hristiyan insanlarda mükafatlandırılacaklardır. Eee tabi yine son din İslam olduğu için onu yaşanmamız da isteniyor. Ancak cennete kimin gideceğini sen değil Allah’ın yüce terazisi belirleyecek, ey müslim(!)
Neden Türkiye Cumhuriyeti farklı bir vatan denmiyor bu dünyada? Şimdi demeyin onlar bizi çekemiyor, herkes bizim düşmanımız. Evet, oraya katılıyorum. Peki düşmanına neden bunu söylettiremiyorsun. O FARKLI, diye??? :) Yine dünyada akseden olaylardan ötürü masum Müslümanların da katledildiğinin, baskı ve kötü muameleye maruz kaldıklarının farkında değil misiniz?  Uçakta inşallah demiş bir insan ne kadar zararlı olabilir yahut Müslümanlar Amerika’ya girmesin derken benim oraya adım atma hakkım neden kendini bilmezler yüzünden elimden alınıyor? Ve Avrupa…
İslamiyetten bahseden bir grubun, mezhebinden kıl kaptıkları için masum insanları öldürmesi olur iş mi mesela? Yine özellikle benim jenerasyonumun lise zamanlarında iyilikten, merhametten ve muazzam İslamiyet ışığından gem vuran bir topluluğun dünyada ve bilhassa ülkemin sınırlarında kendince küçük bir millet kurması kabul edilir mi?  Ve şuan adını sayabileceğim ve ipucu verebileceğim bir sürü bildiğim ve ayrıca bilmediğim gruplarda yine islamiyetten girip düşmanlıktan çıkmıyorlar mı?
Bunca olay, haklı ve haksız durum varken, dine bu denli körü körüne bağlı olup her yere, her koşulda onu öne sürmek ya da manasızca ona sığınmak neden? Yaptığınız onca kötülük ve terbiyesizlik islamın kanatlarına sığınınca silinecek mi sandın? Bunca Müslüman olma egonuz sizi bir yere taşıyabiliyor mu, dönüp bir baktınız mı kendinize? Bu kadar eminsen dininde sana önce beynini kullanmanı emreden bir kitabında varlığının şüphesiz farkındasındır. Peki bu bağnazlığın neden? Beynini vatanına yararlı bir şeyler sunmak, geride arkandan gelen gençliğin ufkunu açmak için kullanabilirsin. Şundan eminim içinde Allah sevgisi varsa iyi bir kul olma adına küçükte olsan büyükte bir yol bulursun, ancak vatan sevgisini çocuğuna küçüklükten aşılayamazsan; milletine yaraşır bir evladı da kaybetmiş olursun.
Neden bunca soru işareti kullandım farkında mısın? Beynini çalıştır diye…

YazarHATUN



[1] Vikipedi, “İslamofobi”,  https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0slamofobi, (11.09.2016)

15 Aralık 2015 Salı

Kapalılık

Kapalılık kavramı hakkında herkesin kafasında deli soru işaretleri var. Herkesin kendince tarzı. Mezhebimi, tarzımı, bilhassa düşünüş tarzımı eleştiren çok insanla karşılaştım. Beni aykırı bulan insanlığımı sevsede, beni yanlış bulan. Aldırış etmedim hatta umursamadım bile.
Kim oldukları, benim hayatımda kapladıkları kısım beni etkilemedi. Ama dilleri uzamış insanlara kendimi daha iyi savunabilmek için Kuran'ı Kerim'i okudum. Okumadan önce de biliyordum kapanmak farz, emir, ayet. Kitapta var  bir kere inkar edemezsin. Evet bir kez daha öğrendim bu sefer gözümle. Ama kapanamayacağımı, kapansam da dayanamacağımı biliyorum. Çünkü ne anne ne de baba tarafım kapalı değil. Bünye alışık değil bir kere. Ancak şundan da eminim kapalı olursam zamane kapalılardan daha kapalı olacağımı da biliyorum.
Başımı kapatıp daracık tayt ya da pantolon giymezdim. Zaten makyaj yapmam kolay kolay, bilen bilir beni o zaman hiç yapmam. Erkeklerle davranışlarıma dikkat ediyorum ama o zaman özeni daha çok artırırım. Kuranda baş örtünüz omuzlarından aşağı inecek şekilde örtünün diyor, ziynet eşyalarınızı mahreminiz dışında kimse görmesin diyor ooo ben kapalı bacımın iç çamaşırının izini görüyorum sen diyorsun ya.
Şimdikilerin kapalılığını açık olduğum halde eleştirme hakkını kendimde görüyorum. Çünkü açıksan bu ülkede, kendini bilmez, başını boğazını sıkmış kadınların daha doğrusu -dini çenesine vurmuş beynini kaybetmiş- kadınların altlarındaki daracık pantolonlarla bana orospu yaftası yapıştırmaya çalıştıklarını biliyorum.  Etek giyerim, elbise giyerim mevsim zaman mekan fark etmez benim için
en azından onun içinde nasıl davranmam gerektiğini biliyorum.
Beni tanıyan erkeklerin beni gördükleri halde orospu damgaları vurmamaları ne kadar güzel bir şey haberiniz var mı? İnsanlar içimi biliyor ve bu kız yapmaz diyebiliyor.
Bedenimi öne sürmem hiç bir zaman, insanlığımı sevenler çevremde. Neden etek, elbise giyiyorsun?Yazın sıcağında pantolon giyde göreyim seni diyorum, ben yapamıyorum.
Gerçekten olmuyor. Kışın neden giyiyorsun? Kendimi iyi hissediyorum her gün pantolon giymekten sıkılıyorum.
Erkeklerin bakışları...  diye cümlelerini başlatıp bana çenelerini açıyorlar. Sanane! vallahi sanane...
-Erkekler nefslerine hakim olamıyorlar- sebebiyle baş örtüsünü sadece onlar azmasın ya da
bakmasın diye takmak ne kadar doğru? Bir erkeğe biat etmek için kendimi kapatmam ne kadar doğru?
Baş örtüsündeki maksat Allah'a biat etmek değil mi?
Zamanla insanların baş örtüsüne ve kapalı insanlara bakış açısının değişmeye başladığını fark edersiniz. Aslında onlardan bazılarının bizden daha fena olduklarını fark edersiniz. Daha orospu daha yalancı daha iki yüzlü. Amacım kapalı-açık ayrımına düşürmek değil. Bir kadının açık olsa da kapalıdan daha namuslu daha imanlı, bir kadının kapalıda olsa bir açığa yapıştırdığı yaftadan daha orospu daha karaktersiz olabileceği. Gerçek olan kalpte, Allah aşkıda Allah'a imanda kalpte... orda başlıyor. Ondan geldik ona döneceğiz...

Yazar Hatun


4 Ekim 2015 Pazar

Birinden diğerine

"BİZ HER İNSANIN KADERİNİ, KENDİ ÇABASINA BAĞLIK KILDIK"
(İsra : 13)

Kader konusu çok hassas bir mevzu
Okuduğum kaynakların benim bireysel düşüncelerimi destekler olduğunu gördüm.
Bazı şeyler Allah'ın elindeyken
İzin verildiği ölçüde bazı şeylerin bizim elimizde olduğunu fark ettim, tekrardan.
Bu mutlu edici bir olay...
Hayatına kimle devam edeceğine,
Kimi seçeceğine özgün iraden ile karar vermek...
İnsanoğlu özgür iradesi kendi kaderini götürmekteydi...
Önümüze bir sürü konuda bir sürü seçenek sunulabilir
Seçtiğimiz, yaptığımız tercihler olacaktır...
İşte bu noktada kaderim neyse o olsun demek yanlış olacaktır.
En sonda kararını verdikten sonra,
"Hakkımda hayırlısı neyse o olsun" deyip Allah'ın yardımını isteyebilirsin.
Bunu güç veya destek olarak düşünebilirsin.
Kısa bir hikaye anlatacağım;
Hz Ömer zamanında Suriye Şam'a savaşa gidiyorlar,
Ancak Şam'da veba salgını var.
Ve Hz. Ömer ordularını geri çekiyor.
Orda ki bir adam soruyor "Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?"
Hz. Ömer cevap veriyor. "Evet, Allah'ın bir kaderinden başka bir kaderine kaçıyorum."
Ne de güzel anlatmış değil mi?
Yani boş boş oturup beklemekle kaderini değiştiremezsin
Ayağına bazı şeyleri beklemek bencillikten başka bir şey değildir,
Aynı zamanda sana istediğini de vermez.
En iyisi yürekten istemek, dua etmek ve sabretmekten geçiyor.
Beni gören herkes giyim tarzımdan belki de dışa sergilediğim davranışlarımdan ötürü
Dinine bağlı olmayan hatta dinsiz damgası vurabiliyor.
Bu durum beni mutlu ediyor açıkçası
Neden mi? İnsanları şaşırtmayı seviyorum :)
Benim dinim, bir baş örtüsünde değildir,
dinin reklamını yapmakla da dindar olunmuyor.
Allah'a ya da kadere sığınıp tembellik yapmakla hiç olmuyor.
Ağzınızda olmasın dininiz, kalbinizde olsun...

Yazar Hatun

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...