müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Gelirdim...

Müzik sesi yükseliyor kapından duyuyorum
Biliyorum ruhuna işliyorsun
her bir melodiyi,
her bir sözü, cümleyi...
"Yoksun,
Olmadın da hep aklımdaydın da;
Olmadın, Olmadın Yanımda...
Gelebilseydim ben,
Inan Gitmezdim Kalır, kalır uyurdum yanında...
Duyabilseydin sen,
Inan Susmazdım Anlatır, anlatır ağlardım omzunda..."
Ruhuna çarpıyor bu sözler... beni anlatıyor belki de sana...

Kapını çalıyorum sesleniyorsun:
"kim o?"
Bir defa daha çalıyorum kapını yine, bu sefer ısrarla...
"kim o?" diyip, yaklaşıyorsun kapıya
bu sefer ayak seslerini duyuyorum...
açıyorsun kapıyı
kapında duran kimdi gerçekten?
kim o? kimdi o?
bir zamanlar bakmaya kıyamadığın
sarılmaya doyamadığın değil miydi?
yüzünün ifadesi...
o mutluluk ve şaşkınlık arası geçişler
beni kendine çekişin,
içine basışın,
işte buradayım ben!
kadın'ın burada!
şimdi yine mi bırakacaksın beni?
bu kadar yeterli bize deyip,
kapatacak mısın kapıyı yüzüme?

hayır hayır sen alırsın beni içeri,
ama nasıl?
misafir mi, eski bir dost mu yoksa sevdiğin kadın olarak mı?
seviyor musun beni,
hala ?

çaldım kapını karşılıklı rakı içmek için,
çaldım kapını eski günleri yad etmek için,
çaldım kapını birlikte ağlamak için,
eğer bu son'sa
son kez gülmek için...
uyumak istiyorum son kez sana sarılarak...
belki bir daha olmayacağım
belki de yok sayacaksın beni o günden sonra "hiç olmamış gibi"
olmamak en önemlisi 'ruhunda' ne korkunç!
ama bana bakan o bir çift gözde okuyorum, kendimi.
bana olan zaafını, sevgini, aşkını...
"ruhunla ruhumun bağını"
sarıl bana...

eğer bu son'sa biriktir kendinde beni...
en çok ama en çok buna ihtiyacın olacak...

Yazar HATUN

31 Mart 2016 Perşembe

Ben Bilirim

Loş odalarda bırakın beni,
Kulağım, kimsenin duymadığı ezgilere dolansın.
Beni kağıda, kaleme boğun,
Kalbim ellerimden aksın...
Dilim söylesin, duymadıklarınızı;
Görsün gözlerim, kimsenin görmediklerini.
Bütün güzellikleri bana getirin,
Şekillensin ruhumla,
Gösterebilirim size gerçekleri...
Gerçekler, bir mum ışığının değmesidir kadehe,
Gerçekler, bir sevgilinin silüetidir boş duvarda
Ve gerçekler dolanmaktır Edith'in sesine...
En nihayetinde teslim etmektir Aşk'ı kara mürekkebe...



'  Yazar HATUN  '

26 Aralık 2015 Cumartesi

İyi ki...

Gönlü (gerçekten) güzel olan insanları yazmakta benim işim. Murat'ın paylaştığı bir şarkı ile bu geceki duygusallığım daha da arttı. Kent Şarkıları-Hayat Devam Ediyor... Kısa sürede can olduk kan olduk destek olduk birbirimize. Herkesin bende yarattığı yeri bambaşka oldu. En büyük Keşke'msiniz şimdi. Keşke birinci sınıfta tanısaydım sizi keşke birbirimize bu denli o zaman karışabilseydik. Eminim ki çok güzel işler başarıp mükemmel anılar biriktirebilirdik. Ben orada bir iş çıkarmak için uğraşmadım aksine ben eğlenmek için oradaydım. Provalar ah o provalar bilhassa Perşembe gün ki olan... Hepinizin farklı yönlerini gördüm. Bazılarını çabaladı didindi bugünü planladı. Hatta çabalarken kafayı yedi. Biriniz kendini zorladı hazırladığım kareografide bana eşlik etti. Benim için kalıplarının dışına çıktı. Bazılarınız ruhunu notalara döktü. Biriniz çabaladı şiirime ortak oldu, yoldaş oldu. Hatta alkışlarıma kardeş oldu. Şiirim bittiğinde ise sevincime eş oldu. Bazen de çok güzel şarkı söyledi. Hep söyle olur mu? Ruhundan dökülen parçalar başka kalplere çarpsın. Biriniz içindeki cesareti ortaya çıkardı benimle dans etti benimle eğlendi. Enerjisi enerjime karıştı. Belki de benim hissettiğim duyguları hissetti. Mutlu oldu, heyecanlandı belki de yıldız oldu sahnede. Hani herkesin ennn imrendiğinden. Unutma; "Cesurların işidir Dans, ruhunu yüzüne giyebilecek kadar cesur olanların..." İyi ki tanımışım seni, yüreği güzel insan...  Biriniz beni gülerken yakaladı hep en güzel karelerimi çekti. Hemde hep güldü yüzünü gördüğümde ise enerjiyi hissettim. Ve daha nicesi... Çook teşekkür ederim... çoook... Bir gün bir yerlerde yine aynı samimiyette buluşmak dileğiyle. Göz yaşlarım klavyeme damlarken dinlediğim şarkı ile selamlıyorum sizleri. Sevgilerimle...


Yazar Hatun




3 Aralık 2015 Perşembe

Büyük Engel

Romantizmden gerçekliğe dönmek gerek arada.
Günlerdir aklımda olan bu konu üzerine yazmak istiyordum. İletişim kurmanın sınırları olabilir mi?
Çoğunuz evet diyecek. Bana sorarsanız sınırlardan ziyade engeller var. İletişim kurmak deyince neden insanın aklına sadece iletişim araçları ve teknolojinin getirdiği aplikasyonlar geliyor. Hayır iletişim kurmanın en büyük aracıda, özgürlüğüde, engelide "DİL" evet, aynen öyle dil...
Bugün ana dilim haricinde Ingilizce konuşmak, yazışmak için can atıyorsam var olan bir engeli kaldırmışım demektir. Kendime yabancı arkadaşlar edinmek, sohbet etmek ve gülümsememe yardımcı olmaları güzel bir şey. Yurt dışından alışveriş yapmak takıldığın konuda satıcılarla iletişim geçmek aynı şekilde var olan bir engelin kaldırılması... Arkadaşlarımdan birisi İspanyol. Bir oyun üzerinden tanıştık ve zamanla aramızdaki bağ güçlendi. Şuan whatsap denilen o yegane uygulama ile iletişime engelsiz devam ediyoruz. Yurt dışından oda arkadaşımla alışveriş yapıyoruz. Bir sıkıntısı olduğunda ben iletişime geçiyorum. Onun engellini ben kaldırıyorum yine "Dil" ile... Beğendiğim çok hoş yapılmış bir resim hakkında yabancı bir kullanıcı ile diyaloğa girebiliyorum sosyal medyada... Benim özgürlüğüm Dil'im...
Kendimi bildim bileli dillere karşı hep bir ilgim var. Değişik dillerde şarkılar dinlemeyi severim, söylemeyi de ayrıca çok severim. İngilizce, İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Arapça, Hintçe şuan için aklıma gelenler bunlar :) Bir gün hiç unutmuyorum lisede Ingilizce dersinde keyfi olarak ek dönem ödevi almıştım. 4 İngilizce, 1 Fransızca ve  1 de Korece şarkı söylemiştim... "Fools Garden-Lemon Tree", "Dido-Hunter", "Mariah Carey-My All", "Alexander Rybak-Fairytale",  Fransızca olarak "Lara Fabian-Je T'aime", "Perhaps Love" Korece yazılışını bilmiyorum "Bir ihtimal Aşk" deyip bırakalım biz :) Bazen Lemon Tree'de dans etmek Je T'aime diyip hafif hüzünlenmek...
Şu sıralar "Calvin Harris & Disciples-How Is Deep Your Love", deli gibi hem dinliyorum hem söylüyorum...
Teknoloji ile haşır neşir olan ben ve çevrem dil olmadan her şeyden geri kaldığımızın farkındayız. Tez sürecince dilin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettik. I. Makü Kariyer Zirvesinde Raifhan Aydın aynen şöyle demişti "Bir teknolojinin Türkçe'si çıktıysa o teknoloji eskimiştir." Evet bu söze katılıyorum.
Dilin insanlara farklı bir bakış açışı kazandırıp, farklı kültürlerle etkileşime geçirdiği düşüncesindeyim. Bir kere sizi özel kılıyor, imkansız gördüklerinizi de mümkün...

Yazar Hatun

17 Ekim 2015 Cumartesi

.....

kalbime her dinlediğimde huzurla, 
kendini birine adamışlık hissi veren duygular uyandırıyor bende bu şarkı...
gözlerimi kapatıyorum.
karşımda bir kadın, kadına asık bir erkek
dokunuşta dansa davet var
dansta aşka davet...
valse benzeyen adımlarla başlarlarken zarifçe
adımlarıyla dansı hızlandıran asi bir adam
aşkın eş anlamlısını tercih etti "tango"
kadını aşkla kollarının arasında dans ederken
birden kadının gözleri değiştirmeye basladı adımları
şimdi kadının peşinden deli divane adama dönmüştü o asi
yakalayıp kalbine bası verecek sanki...
adımları hızlanmıştı kadının arkasından
kırmızı elbisesi içinde eteklerini savurarak giden
deli gibi bir kadın vardı karsısında, biliyordu.
o kadın vazgeçmeden sahip olamayacaktı ona
o kadın istemeden bitmeyecekti bu dans
elinden kayıp gitmesine üzgün ama bir o kadar hırslı...




Yazar Hatun

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...