ilişkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilişkiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Eylül 2023 Perşembe

Eyvah Yine Kadın...

Bugün erkek arkadaşlarımla konuşurken fark ettiğim birşey oldu, hala kadınları sınıflandırıp bir kalıba sokuyorlardı. Ön yargılarınızla verdiğiniz kararları görüyorum ve bundan bağımsız bencillikleriniz de cabası... Fizikselliğiniz, sıfatlarınız, ayrıcalıklarınızdan sıyrıldığınızda, ruhunuz çırılçıplak kaldığınızda 'hiç' olduğunuzu fark ediyorum. ‘Gerçekte’ kimsiniz? 
Yazdıklarım bazı insanlara dokunabilir. Amacım yargı dağıtmak değil yalnızca sizi size yansıtmak. Ne kadar çok birikmiş konuşacak şeyler... 
Ne istediğini bilmeyen sizleri görüyorum. 
Beni tanıyan insanlar bilir son iki senedir dişil-eril enerji konusunda hassasiyetim mevcut. Hormon misali her iki enerjide hem kadın hem erkek kişisinde bulunurken ve her iki bireyin bunu yaşamının her yerinde deneyimlemesi gerekirken, konu hayat içerisinde aksiyon almak ve ikili ilişkilerde geldiğinde işin rengi değişir birden. İş hayatında cinsiyet fark etmeksizin bizi atmacaya çeviren eril enerji özellikle kadınlar için özel hayatımızda dişil enerjimizle birlikte yerini sakinliğe bırakması gerekirken erkek kişisinin daha dengeli bir erile dönüşmesi beklenir. Yin-Yang gibi düşünün bunu. Kendi içinde de erilini ve dişilini aktif halde kullanabilmelisin, karşındaki insan ile yine bu homojenlik de birbirine karışabilmelisin. Hem zıtlıkların hem de benzerliklerin uyumu diyelim. Ancak bunların çok uçlarda yaşanması kişiyi ya pasifize eder ya da despot ve yıkıcı hale getirir.
Eril enerji: analitik düşünce, pratik zeka, başarı tutkusu, rekabet, üretim ve organizasyon gibi konuları; Dişil enerji: zeka, sevgi, içgüdü, güven, yaratıcılık, hassasiyet, empati, denge, uyum ve sabır gibi konular kapsar. Bir gün daha detaylı anlatabilirim. 
 Şu dönemde erkeklerde gördüğüm kendi değerini bilmekten ziyade dişil enerjisi olması gerekenden yüksek, ilk adım dahil olmak üzere hemen hemen her şeyi karşı taraftan bekleyen, kararsız, şüpheci, mücadele etmeyen bir yapıda olmalarıdır. Her şeyi haddinden fazla gereksiz yere akışa bırakan, pasif alıcı, emek vermeden sonuç bekleyen erkekler türedi. Genellikle centilmenlikten bi haber kariyerine odaklı ama duygusal olarak kopuk, ihtiyaç dahilinde irtibata geçen, sürekli gel-gitleri olan, sorumluluk almaktan imtina eden, romantik ilişkilerde iletişim problemi yaşayan ya da ne istediğini bilmeyen; derin bir ilişki kurmaktan çekinip yüzeysel şeyler yaşamayı tercih eden erkekler görüyorum. Daha da detay verilebilir ancak bu kadarı yeterli olsa gerek. Bunu yalnızca ben değil uzmanlarda söylüyor. Yok Norveçli bilim adamları değil; ilişki uzmanları :)
Bu durumlar biz kadınların ilk etapta eril enerjimizi yükseltip aksiyon almamıza teşvik etse de uzun vadede akışa bırakıp karşıdan aksiyon görülmez ise o kişiden vazgeçmek ile sonuçlanıyor. Ben dahil çoğu kadının özellikle yalnız olmasının bir sebebi bu. Ne kadar özünü koruyup bunu başarsan da kadın olarak akışa da bıraksan kendini, çoğu şey karşıdaki erilde bitiyordu. Aslında var olan benliğini, özgürce seçtiğin cinsel tercihlerin sonucunda şekillendirmen söz konusu. Erkek misin gerçekten? Ona göre davran ve yaşa. Özüne dönüp varlığını gerçekleştirmeye başladığında bazı şeylerin hayatında her anlamda yerli yerine oturduğunu göreceksin.
Siz erkeklere empati ile yaklaşmaya çalışırken hayal kırıklığı ile karşılaşmaktan ne kadar yorulduğumuzu görüyorum.
Bir kısmınızın böyle olmadığını kabul edip tenzih ederek geri kalanlar içerisinde en modern(!) olanınız bile bizleri hala ikiye bölmeye devam ediyordu. Nasıl mı? 'Evlenilecek' ve 'Eğlenilecek' kavramı kadar pis bir şekilde. Suratsız ve mesafeli olduğumuz, fazla kimse ile muhatap olmadığımızda bunun doğru ancak sıkıcı bulduğunuzu; içimizdeki gerçek bizi ortaya çıkardığımızda bunun eğlenceli ancak uygunsuz bulduğunuzu dile getirmeniz bunları yazmak için iyi bir fikir oldu, bakın yalnızca bunun için size teşekkür edebilirim. Sizin yaptığınız ya da yaşadığınız şeyleri bizler yapınca, uygulamaya geçince bu yaftayı almayı reddediyorum. İçimden geldiği gibi içimden geldiği yerde kahkaha atmam da başka bir anlama gelmiyor emin olun. Dışarıdan soğuk durmam sizden beklentim olduğu anlamına gelmezken bazen tanımadığım insanlara bile selam verip geçebiliyorum. Ya da emin olun ufak bir çoğunluğumuz hariç açık giyindiğimizde kendi rahatımız; mevsim koşulları ya da öyle hoşumuza gittiği için giyiniyoruz. Kabul ediyorum bunu da o bahsettiğim ufak bir çoğunluğun teşhircilik mahiyetinde bunu yaptığını bilsek de bu geri kalanımızı emin olun kapsamıyor. Kısaca kadının kıyafeti din, siyaset malzemesi ya da cinsel obje değildir.(Siyasi&Sosyal bir not: Taciz ve tecavüze uğramamız için de bir sebep değil bunlar!) 
Çoğunuzun mantıklı olduğunu düşünürken mantıksızlığınız beni çok şaşırtıyor. 
-    Yaptığımız, yaşadığımız ve söylediğimiz şeyler kafanızda nasıl şekilleniyor acaba? 
-    Evlenilecek(!) ve eğlenilecek(!) sınıflarına girecek olmanın koşulları nelerdir? Salı, Çarşamba evlenilecek, geri kalan günler eğlenilecek moda geçeceğim de…
-    Evleneceğim insan ile eğlenemeyeceksem(bu kısım sizin hayal gücünüze ve eğlence anlayışınıza bağlı) neden hayatımı birleştireyim?
En önemli soru: Siz hangi sınıfa giriyorsunuz ki bizleri bir sınıfa sokuyorsunuz?
Belki de bizde sizi asıl öyle sınıflandırıyoruzdur, bunu bilebilir misiniz? :) 

 Devamı gelecek…

 #YazarHATUN
 
 

 

 

11 Nisan 2017 Salı

Aşk mı?

09.

Ben mi? Yüceleştiğim biricik gece bu...
Değiştim diyen gökyüzünün, denizin, insanların ıssız batışlarını gördüm.
Haktan hukuktan bahseden insanların;
hakkı hukuku bilmeden kendi menfaatleri için
Ruhlarını, yaşanmışlıklarını, sattıkları geceye,
sizde buyurun hoş geldiniz!
Ben mi? gereksiz öz güvene ihtiyaç duymayan,
Ego yapmayan insan bu gece büyüklendim.
Beni tanıyan insanlara önce nasıl sevildiğini öğretmişim,
Defalarca tecrübe ettim
İşte bu yüzden büyüklendim.
Ne güzel şeyler bırakmışım kötü kalplerinizde
Bir insanla anlaşamamak onu kötü yapmaz yanlış olmasın
Derinliğinden gelen bir şeydir.
Konuşmasından anlarsın; çaresizliğinde seçtiği yola bakarsın.
Ağzından çıkan cümleler ele verir yakayı.
Derinliği olmayan insanda derin'i ne ararsın.

İnsan hak ettiği devirde hak ettiğini yaşarmış.
Herkes layığıyla eşleşince anladım
Bir kadının sevişlerini de anlarsınız;
Zamanla nefretiyle mutlu olup yaşayışlarını da.
Bazıları kadınlara ilaç gelir;
Kadın kötüyken yapışır. iyi olunca atıp kaçar.
Bazıları su gibi gelir;
Kadın sevdiğine dört elle sımsıkı sarılır.
Ben mi? İmgelerin kraliçesi biricik Yazar HATUN
Herkes kendince yer bulur, benden habersiz krallığımda.
Kapının önünü krallık içi bilen soytarılarda vardır
Kendini önemli sanıp; kapıdan gelene geçene laf sallarlar.

Aşk nedir biliyor musunuz?
Ansızın gelir öncesi ve sonrası fark etmez.
Onu bambaşka bir boyutta yaşarsın
Beraberinde gelenlerle ise
Kurduğun hayalleri, farklı suretlerde devamlılığını sağlarsın.
Birbirlerini tamamlaması için çalışırsın.
Yaşayanları gördüm.
Uykularını bölmek istedim ama uyanmadılar.
Boşluktan sarışları gördüm
Son çare bilip tutunuşları
Yarasına bez yapanları gördüm Aşk'ı
Aşkı siz çok yanlış anlamışsınız
Derinliği olmayan bomboş insanlar aşkı nasıl yaşar?
Masumiyeti çiğdeniz mi sevişmelerde?
Kaç bedeni birbirine çarptınız, makul bir sonuç çıktı mı sayılarınızda?
Ruhsuz kadeh kaldırışlarda peki...
Rakının beyazı temizlemez artık sizleri
Ağzınıza yakışmaz bir kere...
İnanın o kadar kirlisiniz ki
Girdiğiniz deniz kirlenir.
Gökyüzü utanır da suretinize bir damla yağmur yağdırmaz...


Bazı kadınları büyütür aşk
Bazı erkekleri adam eder
Bazı erkekleri de...
Her neyse.
...
Milletin ağzına laçka olanı bıraktım kenara
Hatalarınızla yalpanışlarınızda görmek sizleri
Ben insanım insan!
Hayat, doğrultmazsan kendini daha çok çökertir seni
Çamurdan lağıma düşersin.
İnsanlar gittiklerinde izler bırakırlarmış
Bıraktığım beyaz izlerin üstü kir pas içinde
Bir parmak kir tutmuş kalbinin üstü
Beyninin dışı
Herkes kendini bir halt sanar olmuş
Büyümek mi? Kendini tanımayan insan büyümezmiş.
Neyi neden yaptığını bilmeli insan.
İçim o kadar huzurlu şimdi
O kadar hür ki kalbim...
O kadar şanslıymışım ki ben
Bir dansın hürriyetine kapıldım.

Bazı hatalar vardır, ben yapmadım.
Ben doğru olanı yaptım şartların gerekliliğini yaptım
İtenlerin, itildiğini gördüm
Kıymet bilmeyenlerin, acı çektiğini
Üzüldüklerime acıyorum şimdi.
Sonsuz huzur nedir biliyor musun?
Aşkın en güzelini tatmış olmak.
Önünde bembeyaz bir sayfanın olması
Seni kurtarması için birilerine itibar etmemek.
Seni seven, seninle beraber, senin yolunda yürüyor olur şüphesiz
Hayallerimi gerçekleştirecek güce sahibim.
Ben bir aşkın fotoğrafta nasıl resmedildiğini de gördüm
Milyon tane fotoğrafım var benim kime göstersem parmakla gösterdiği
Ancak kalbi güzel olanlar görür güzelliği
Aşkı hileyle hurdayla yaşamayanlar bilir
Herkesi ben mi sandınız
Feleğin çemberinden milyon kere geçirirler sizi ruhunuz duymaz
Sizin gibiler soytarıları hak eder.

YazarHATUN

21 Aralık 2015 Pazartesi

...

bazen gerçekleri örtmeye çalışır kalbin
bazı gerçekleri de gizli tutar
itiraf etmez çoğu zaman
yeniden başlamak istersin
yeniden sevmek
ben bir adama tekrar tekrar aşık olmak istiyorum şimdi
ben bir adamın yanında ölene dek uyuyup,
ölene dek  onun yüzünü görerek uyanmak istiyorum
ben bir adamı çok seviyorum
boşluklarımı geçmişteki güzel anılarla sarmaya çalışarak
ben bir adamın geleceği olmak istiyorum
bazen çok yoruluyorum
gözlerimi kapatıyorum kıyısındayım
bir tepenin...
bakıyorum engine
önümde uçsuz bucaksız bir deniz
rüzgar esip saçlarımı dağıtıyor
bırakmak istiyorum boşluğa kendimi,
önümde asi Karadeniz
en güzel anılarımı ben orada bıraktım
ben en güzel geceleri, en güzel sabahları
denize bakan bir eve sığdırdım.
ben en güzel yolları elimi sımsıkı tutan bir erkekle arşınladım
ben aşkı bir erkeğin kollarında tattım
sıcak öpüşünde...
ben bir erkeğin masumiyet'iydim
öylece de kaldım...


20 Ekim 2014 Pazartesi

Herkes olduğu yerde...

          Gecenlerde bir arkadaşla konuşuyorduk. Malum konu "ilişkilere" geldik. En uzun ilişkisi 8 ay sürmüş. Çok dikkatimi çekti peki "bu sekiz ay beraber olduğun kızı sevmedin mi?" dedim. "Sevdim ama aşık olmadım. Sevgiyle aşk apayrı. Herkesi sevebilirsin ama aşık oldugun zaman taparsın. Sevginin bir tık yukarısı da aşk oluyor bana göre dedi." aynen cümle bu. Sanki aklımdan geçenleri döküverdi birden... hemde  bir erkekten bunları duymak daha şaşırtıcıydı. hoşuma gitti.

          İnsan bazen sormak istiyor su erkeklere "taparcasına sevdiğiniz bir kadın" oldu mu? Ya siz gerçekten "aşık" oldunuz mu? Cevapların çoğu istisnasız "hayır" olacağından eminim. Cesaret edemiyorlar ya da cesaret edip batıp boğuluyorlar. Bazıları hoşlantıyı aşk sanıyor, en ufak bir kıpırtıda aa aşık oldum diyor. Ya söylesene kalbin gümbür gümbür çarpıyor mu? onu görmek sesini duymak... Bir şarkı, bir söz, bir resim onunla ilgili ne varsa aklına hücum edip deli edebiliyor mu seni? Bir erkek bunu yaşayabiliyor mu? Ve bir kadın sizde bütün kadınları yok edebilip silebiliyor mu, hem manen hem madden?

          Herkes olduğu yerde kalmalı. Aşk bu kadar kolayken bunu bile beceremiyorsak evet aşkın ardına saklanan, beraberinde gelecek o yükleri kaldıramaz bu bedenler...

                                                                                                                            Melis ŞAHİN

17 Ekim 2014 Cuma

Günümüzün ilişkileri...

        Artık su günümüzün "aşk"larından sıkılır oldum. Kim kiminle belli değil. Görsen herkes asık, herkes ölüyor birbirine ve kimse hiç ama hiç ayrılmayacak. Yalan!!! kulaklı kuyruklu yalan canım... Eski bir kız arkadaşım. Uzun süreli bir ilişkisi vardı, yaklaşık 4 yıla yakın. İlişkisi sırasında kanka deyip sevgilisine savunduğu çocukla sevgilisinden ayrıldıktan birkaç ay sonra bir ilişkiye başladılar ve evet evet o "muhteşem kanka" ile. Başka bir arkadaşım daha sevgilisi ile ayrılıyorlar ve o kişide malum "kanka" ile çıkmaya başlıyor. Neden bu hikayeler bu denli birbirlerine benzer. Evet millet bas bas sevgilisine karşı savunduğu malum kankalarıyla ilişkilerini farklı bir boyuta taşıyıp "sevgili" sıfatına sokuyorlar. Yazık !! Sevimsiz!!

        Bundan bir kaç gün önce arkadaşlarımla dışarıdayım, oturuyoruz. Bir çocuk önümüzden geçiyor sürekli. Kafamı kaldırdım, baktığını fark ettim hatta birkaç defa yakaladım. Sonra çocuk sevgilisi ile çıkageldi ne kadar acınası. Sen gel, geç, gezin, boy göster sevgilin yanında olunca sümsük ol :D  kızı uyarasım bile geldi...

        Millet hakkını veremiyorsa bu gönül işlerinin niye girer ki içine... gözün gönlün dışarda geziyorsa kendini birine bağlamak niye... Her yiğidin harcı değil sevmek. Gözünle, ruhunla, bedeninle sevemeyeceksen niye böyle bir başlangıç yaparsın ki... İnsan kendini tanımaz mı?

M.Ş


Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...