gece etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gece etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2017 Pazar

O

Ben kışın bıçak gibi kesen soğuğunda
gecenin bir yarısı tuttuğum o elleri özledim
otogarın penceresinden titreyerek dısarıyı seyredip
susup karanlığa kendimi bıraktığım geceleri özledim
ayaklarım yürüyemez hale gelene kadar sessiz sokaklarda dolanıp
kosarak girdiğim yatağımda onu hayal ederek uyumayı özledim
onunla üşüyüp onunla ısınmak
varlığıyla düşüncesiyle ruhuyla bir olmak...
masumiyet denilen olgunun çara çura harcandığı şu günlerde
yabanilerin sokağında tek başına duran çocuktu o
ayakları müziğin ritmine kapıldığı o akşam onu buldum ben
ismini koyamadığım hislerin her daim peşine düşen o kız ben..
hissiyatın dili; benim ise geçmiş ya da gelecek olgum yok...
an'a dalmayı an'da yaşamayı düşüncesizse konuşmayı onunla sevdim ben
dilimden çıkan cümleleri harap etmedi
bana taşıdığı en ufak bir duyguyu
bir kızgınlık damlası olsa bile yalana bulamadı
teşekkür ederim

gecenin dört buçuğunda dilime nerden gelir,
elimde nasıl şekillenir cümleler?
unutmuştum, şimdi hatırladım.
Şimdi İstanbul serindir gecenin bu saatlerinde
Küsmüş ben gibi soğuk
Antalya deli gibi sıcak
Ya deli gibi sevişmiş veyahut ağlamaktan yüzü kıpkırmızı
onunla ağlamayı özledim
onunla gülmeyi
bunları uzaktaki tek yakın olarak değil
gözlerinin içine bakarak yaşamayı özledim
kelimelerimiz susar bazen
cümleler dökülmez kalpten
bazen suskunluğumu sever
Suskun olduğum vakitlerde yüzümü çevirdiğimde karşımda belirdiği için
Ölüm isterken ruhum,
Tutup onu gökkuşağına çaldığı için
Bembeyaz karlarda içimdeki masumu hatırlattığı için
Teşekkür ederim...
Harcadığı kalbi,
Biriktirdiği yolları,
Bana döktüğü dilleri için
Minnettarım...
Bana huzurun kıymetini
Bir gülümsemenin bin yürek ısıtabileceği gösterdi.
Bilirim aramıza yollar, insanlar, sebepler girse de
Kapını çaldığımda bulacağım tek masum o...
İşte bu gece bu yüzden ömrümü emanet ediyorum.
...

YazarHATUN

11 Nisan 2017 Salı

Aşk mı?

09.

Ben mi? Yüceleştiğim biricik gece bu...
Değiştim diyen gökyüzünün, denizin, insanların ıssız batışlarını gördüm.
Haktan hukuktan bahseden insanların;
hakkı hukuku bilmeden kendi menfaatleri için
Ruhlarını, yaşanmışlıklarını, sattıkları geceye,
sizde buyurun hoş geldiniz!
Ben mi? gereksiz öz güvene ihtiyaç duymayan,
Ego yapmayan insan bu gece büyüklendim.
Beni tanıyan insanlara önce nasıl sevildiğini öğretmişim,
Defalarca tecrübe ettim
İşte bu yüzden büyüklendim.
Ne güzel şeyler bırakmışım kötü kalplerinizde
Bir insanla anlaşamamak onu kötü yapmaz yanlış olmasın
Derinliğinden gelen bir şeydir.
Konuşmasından anlarsın; çaresizliğinde seçtiği yola bakarsın.
Ağzından çıkan cümleler ele verir yakayı.
Derinliği olmayan insanda derin'i ne ararsın.

İnsan hak ettiği devirde hak ettiğini yaşarmış.
Herkes layığıyla eşleşince anladım
Bir kadının sevişlerini de anlarsınız;
Zamanla nefretiyle mutlu olup yaşayışlarını da.
Bazıları kadınlara ilaç gelir;
Kadın kötüyken yapışır. iyi olunca atıp kaçar.
Bazıları su gibi gelir;
Kadın sevdiğine dört elle sımsıkı sarılır.
Ben mi? İmgelerin kraliçesi biricik Yazar HATUN
Herkes kendince yer bulur, benden habersiz krallığımda.
Kapının önünü krallık içi bilen soytarılarda vardır
Kendini önemli sanıp; kapıdan gelene geçene laf sallarlar.

Aşk nedir biliyor musunuz?
Ansızın gelir öncesi ve sonrası fark etmez.
Onu bambaşka bir boyutta yaşarsın
Beraberinde gelenlerle ise
Kurduğun hayalleri, farklı suretlerde devamlılığını sağlarsın.
Birbirlerini tamamlaması için çalışırsın.
Yaşayanları gördüm.
Uykularını bölmek istedim ama uyanmadılar.
Boşluktan sarışları gördüm
Son çare bilip tutunuşları
Yarasına bez yapanları gördüm Aşk'ı
Aşkı siz çok yanlış anlamışsınız
Derinliği olmayan bomboş insanlar aşkı nasıl yaşar?
Masumiyeti çiğdeniz mi sevişmelerde?
Kaç bedeni birbirine çarptınız, makul bir sonuç çıktı mı sayılarınızda?
Ruhsuz kadeh kaldırışlarda peki...
Rakının beyazı temizlemez artık sizleri
Ağzınıza yakışmaz bir kere...
İnanın o kadar kirlisiniz ki
Girdiğiniz deniz kirlenir.
Gökyüzü utanır da suretinize bir damla yağmur yağdırmaz...


Bazı kadınları büyütür aşk
Bazı erkekleri adam eder
Bazı erkekleri de...
Her neyse.
...
Milletin ağzına laçka olanı bıraktım kenara
Hatalarınızla yalpanışlarınızda görmek sizleri
Ben insanım insan!
Hayat, doğrultmazsan kendini daha çok çökertir seni
Çamurdan lağıma düşersin.
İnsanlar gittiklerinde izler bırakırlarmış
Bıraktığım beyaz izlerin üstü kir pas içinde
Bir parmak kir tutmuş kalbinin üstü
Beyninin dışı
Herkes kendini bir halt sanar olmuş
Büyümek mi? Kendini tanımayan insan büyümezmiş.
Neyi neden yaptığını bilmeli insan.
İçim o kadar huzurlu şimdi
O kadar hür ki kalbim...
O kadar şanslıymışım ki ben
Bir dansın hürriyetine kapıldım.

Bazı hatalar vardır, ben yapmadım.
Ben doğru olanı yaptım şartların gerekliliğini yaptım
İtenlerin, itildiğini gördüm
Kıymet bilmeyenlerin, acı çektiğini
Üzüldüklerime acıyorum şimdi.
Sonsuz huzur nedir biliyor musun?
Aşkın en güzelini tatmış olmak.
Önünde bembeyaz bir sayfanın olması
Seni kurtarması için birilerine itibar etmemek.
Seni seven, seninle beraber, senin yolunda yürüyor olur şüphesiz
Hayallerimi gerçekleştirecek güce sahibim.
Ben bir aşkın fotoğrafta nasıl resmedildiğini de gördüm
Milyon tane fotoğrafım var benim kime göstersem parmakla gösterdiği
Ancak kalbi güzel olanlar görür güzelliği
Aşkı hileyle hurdayla yaşamayanlar bilir
Herkesi ben mi sandınız
Feleğin çemberinden milyon kere geçirirler sizi ruhunuz duymaz
Sizin gibiler soytarıları hak eder.

YazarHATUN

18 Ekim 2016 Salı

Yolcu

Elinde valiziyle bekler,
Bir yolcudur o yabancı şehirlere.
Yolcudur, kalamaz nefesinin son damlasına kadar.
Gitmek zorundadır; istemez bu şehri.
Gitmek ister; özlemiştir bir şehri.
Belki çok mutlu;
Belki payidar kalacak bir mutsuzlukla terk etmek,
Memleket bellediğin o hırçın şehri.
An gelir arşınlarsın yolları tek bir insana.
Arşınlarsın kalbinle geçip gittiğin,
Onun için terkettiğin şehirleri
Değer...
O'na değer...
-Sol'un derin mabedine- el sürmek için gidilir yollar.
Peki ya defalarca ağlayarak ayrıldığın bir yerse o koca şehir...
Yüzeyi küçük, anlamı büyük!
İçindeki o tek insanın kalbi kadar temiz ise o şehir,
Memleket bellenmez mi hiç!
Bazense son veda demektir yolculuk,
Son kez arşınlamak bir şehri.
Türkülerle özlemek.
Gözlerden akması demektir,
Kalpten gelen derin damlaların...
Tek suçlusu türküdür, türkü...
Milyonlarca söz verilir kalbe "bir gün gideceğim o şehre..."
Avunsun cenan...
Bilir yürek milyonlarca şehirde tek bir kapı vardır çalınacak.
Yemini vardır bir gün çalacak!
Sokaklar, caddeler, yüzler değişebilir ama gidilecek
Ev tektir...
Sadece o eve gönderilir özlem mektupları.
Sadece o mektup için saklanır en güzel kağıtlar.
Sadece o kağıt için tutulur kalem, dökülür kelam;
En güzelinden...
Ve ben bir yolcuyum yolunda
Arşınlarım kalbini milyonlarca kez
Geceler benimdir
Dayarım canımı gözlerinin kahvesine
İzlerim dünyayı gözlerinden...

YazarHATUN


Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...