kahve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kahve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2020 Cuma

Masum

Içimdeki masum haykırıyordu ona,
O ise bana sağır,
Yalnızca kendi konuştuklarını duyuyordu.
Gözümün içine baktığında içimi görmüyordu,
Sadece bir çift kahverengi göz vardı karşısında…
Ona adım adım yaklaşırken,
Üzerimdeki soğuk kadın örtüsü, yavaş yavaş aşağıya doğru kayıp gidiyordu.
Önce gözlerimi emanet etmiştim gözlerine,
Varmam gereken hedefi hatırlatandı onunkiler,
Karanlıkta bana yol gösteren.
Çırılçıplak kaldım.
En nihayetinde bu yol bunu gerektiriyordu.
Bedenim kimseye boyun eğmemeye hep yeminli

Ruhum diz çöküp bileklerini ona uzatmıştı çoktan
Başı önde, örtmüş saçları yüzünü, omuzlarını onun çok sevdiği boynunu
İnceden ağlıyordu…

Bedenim geçip giderken, sürükleniyordu içindeki ruh, haykırıyordu…
Çığlıkları yalnızca benim kulağımda…
Onun ruhu da duymuyordu…

Ben ruhumu emanet etmiştim ona,
Elleriyle ölüsünü teslim etti bana...

YazarHATUN


15 Kasım 2015 Pazar

susuş-I

Oturduk başladık konuşmaya
Yeni tanıdığım birine göre çok samimiydi.
Bende ise o istemsiz merakım bazen de şu boş vermişliğim
Sanki sormuşçasına çocukluğundan kesitler sunuyordu bana,
Yaptığım tek şey dinlemekti.
Bir yandan gözlerim sağda solda
"Sıkıldın yine değil mi?" dedi.
"Yine derken?"
"Hep böylesin izliyorum uzun süredir seni, hep bir arayışta gözlerin.
Ya kahkaha atıyorsun, ya kaçıp koyverecekmişçesine huzursuzluk var.
neden böylesin?" dedi.
İşte asıl o an koşup kaçmak istedim.
Anlatmalı mıydım?
Neden bu kadar meraklıydı?
Neden beni izliyordu uzun zamandır?
Sorsam cevap verir miydi?
Yoksa susar benden mi cevap isterdi?
Bilemedim.
"Bazen ruhum sıkışıyor, bazense çok hür" dedim, geçtim.
Gözlerindeki anlamlı bakışa donup kaldım.
"Bana öyle bakma. Keskin susuşlarıma maruz kalacaksın, üzgünüm." dedim
"İnsan ruhuyla iki kişi yaşar mı? dedi.
"Ben bazen üçlüyorum onu" deyince kahkahayı koyverdi.
Eee tabi bende gülmeye başladım.
"Sormayacağım bunları" dedi.
İyi ederdi.
Bende onu karşımda kahvesini içerken seyrettim.
Yüz hatları yaşına göre olgundu.
Gözlerinden ruhunun yorgunluğunu okunuyordu...
Her yudumda bir medet umuyordu sanki
Farklı birşey beklercesine...
Arada fincanın dibine bakıyordu.
Kahve değil, deniz sanki...
Fincanda uzaklara dalıyordu
Ne arıyordu ki?
Dayanamadım sordum, kaldırdı kafasını gülümsedi.
"Kahveyi sevmem."
"Eee neden içmek istedin?" dedim.
"Çünkü ucunda sana eşlik etmek vardı, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardı değil mi?
ve bende ki o keskin susuş...
yine susuş...

Yazar Hatun

9 Şubat 2015 Pazartesi

Alkol :D

     Ben anlamıyorum zamane kızlarını şimdi içtiğimizi belli edince sosyal medyada büyümüş mü oluyoruz yoksa özgür kız mı? :) Yaş hiç mühim değil, hani gidersin arkadaşlarınla bir masa kurarsın hepiniz basına geçersiniz masanın anlarım ya da içkili bir mekânda fotoğrafın olur anlarım. İçtiğini çekip eklemek neyin nesidir.  AA bak ben lisede içmeye başladım... Ben söyleyim mi ben ilk 1. Sınıfta denedim bunu ilerleyen yıllarda aile içersinde, akrabalarım yanında yaşadım bu deneyimleri hatta abartıp şarabın içine kola ve fanta karıştırmışlığımız vardır kuzenlerle. Denemeyin tavsiye etmem :D Ev şarabını da ayrıca severim. Rakı içmişliğim vardır hatta 2 hafta önce rakı ve şalgam suyu denedim sevdim birbirlerini nötrlüyorlar ve hoş bir tad bırakıyor damakta. Ama ev rakısı daha ağır oluyor, yinede güzeldi. Diğerini tavsiye ederim kız arkadaşlarımıza. Şuan sizi tiye alıyorum :D                                                                     Bu yıl arkadaşlarımla toplanıp içmişliğimiz vardır uzun geceler, şarkı, muhabbet.  Ama nedense hiçbir şekilde bunu ekleme belli etme gereği duymadım. Belki instagramda etiketlenmiş fotoğraflarımda olabilir. Ya da içtiğimiz her neyse etiketleyen arkadaşlarım. Facebookta bile olsa etiket kabul etmiyorum. 
     Benim tercihim kahve fotoğrafı eklemek . Ancak Türk Kahvesi.  Türk kahvesi samimiyet demek.  Evet kahve yalnızlığa yakışır. Seni koyu telvesinin içine katar düşüncelere boğar,  ama iki kişi içersen yanına 40 yıl hatır katar, samimiyet katar, sussanız bile bir bakış katar. Sol yandan sol yana iletişim kurar. Toplulukta içersen yanına dedikodu katar, fal katar, kahkaha katar.

     Rakı özel insanlarla içilir alelade birileriyle değil . Kurarsın masayı geçersin başına yavaş yavaş…  aceleyi sevmez. Bir babayla, bir sevgiliyle, bir dostla içersin ama bir masada en az 2 kişi oturacak.
     Bira topluluk sever, hızı sever, arka arkaya sıralayanlara hayran kalmışımdır. Beraberinde lakırdı sever dozajı asarsan dansa geçebilirsin :D
     Şarap ise sadece sevgili ister yanında, rakıya ziyade aşk dozajını yüksek tutar belki yanına bir vals bilemedin tango ekleyeblirsin, yakışır J  Bazen edebiyatta yakışır.
     Viski ise hastaysan efendime söyleyim ısınmak istiyorsan bir bardağı yeter bence. Midenden kalbine ordan boğazına ordan da yüzüne yansıyan sıcağı fark edeceksin.
     Vodka yanına nasıl envayi cesit meyve suyu enerji içeceği falan istiyorsa,  mutlaka birde arkadaş istiyor ben hiç vodkayı tek alıp içen görmedim :D

Bunlar benim denediklerim. Az çok haberim  var ama amaç göstermekse tercihim Türk Kahvesi J

Melis ŞAHİN

6 Kasım 2014 Perşembe

Kabus.

İnsan hep ister. İhtiyaç duyar. İnsan bir kahveye ihtiyaç duyar, bir müziğe, bir fotoğrafa, bir sese, bazen bir yüze, belki sana ihtiyaç duyar...
Bazen bir kahveye ihtiyaç duyar ki 40 yıl hatırı olsun diye, bazen bir müziğe ihtiyaç duyar ki anılarını saklayabilsin diye bazen birinin deklanşöre basmasına ihtiyaç duyar. Anı ölümsüzleştirmek için belki son gülüş, belki son bakış, belki birlikte yasanacak en son an; o dakikadan o saniyeden hatta o saliseden ibarettir.
Düştü sandalyeden yere karşıma yığıldı. O kocaman gülümsemesi ile karşıma yığılı verdi son kahveydi beraber içilen, dinlenen son şarkıydı "hoşçakal" ve ben basmıştım deklanşöre hemde son kez. Onun kahkasını ölümsüzleştirmek için.
Acil servisi aradım hemen. Apar topar hastaneye sonra... "kalp krizi. "  2 kelime 4 hece. hayat bize en ağır şakasını yaptı. En eşeğinden en koyusundan. Canımı benden aldı. Ne demeliydim şimdi ailesine ne diyecektim? Ben yapamam dedim. Doktor bey aradı, söyledi. Gelenler, bağıranlar, ağlayanlar benim gibi pusup kenara köseye çekilenler... Evet çok garip kendimden zerre bu denli soğuk kanlılık beklemezdim. Sindim köşeme canımın içinin... yazması bile çok zor canımın içinin gidişini izledim. beden orada o beden onun ama konuşmuyor, gözleri kapalı. Gidip yanına onu sarsmak uyan demek istiyorum. Uyan yasanacak çok şey var, uyan bu kadar çabuk nasıl pes ettin? Önümüzde yaşanacak uzunca seneler var her anımı görmeni hep yanımda olmanı istiyorum. Daha bundan bir kaç saat öncesine kadar beni kızdıran, sinirlendirip karşıma geçip kakır kakır gülen sen değil miydin? Bu sefer fazla kızdım çoook kızdım tarif edilemez bir şekilde... uyan artık bak bu şakaya gülmedim.

Ama ben uyandım. Kabusun doktora yapmış hali. Kanter içinde kalmışım. Direk telefona yapıştım. saat yanlış hatırlamıyorsam 4 buçuk suları... "Alo.." yine o sevimli ses. "İyi misin?" dedim  "Nasıl iyi miyim?" dedi "Kabus gördüm çok korktum iyi misin?" dedim. "İyiyim canım benim" dedi. "Yarın konuşuruz." dedim. güzel dilekler tatlı rüyalar dileyerek kapadık telefonları. Dost. Kardeşim o benim. 8.yılın içersindeyiz. Meleğim benim. Dert ortağım, sırdaşım. Zıt kutupların mükemmel uyumu bizdeki...  Sen hep benimle kal. Kedili teyzeler olarak yaşlanmak istiyorum seninle. Hişt sarışın ! ;)

                                                                                      Melis ŞAHİN

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...