NazıM gibi...

'nazım' gibi... (1)

İşte gordük 'nazım' gibi sevenleri dedi. sustum. susmak zorunda bıraktı beni basımdan aşağı kaynar sular dokülmüş gibi hissettim. baktı gozlerimin içine hani 'nazım' gibi seven dedi kendi kafanda kurduğun bir insana aşık olmussun, olmayan bedene mükemmel bir ruh yerleştirip aşık olmussun dedi. 'nazım' gibi biri olamaz yok dedi .sen bu muydun sen bunu yapmamalıydın dedi bana. yanaklarmdan süzülen gozyaşlarımı o zaman farketmiştim. hani hayallerin diye bağırdı bana, hani yapmak istediklerin istediklerimiz dedi... o an hayallerimizin olduğunu farkettim. birden oturuverdim koltuğa ayakta duracak gücüm kalmamıştı. hani cehennemin dibine kadar yolu vardı buranın, hani defolup gidicektik dedi. kendini koyverdin erken koyverdin dedi... ama ben... dedim kesti. ama sen dedi hayallerini bir anda satıveren zavallının tekisin diye haykırdı bi kez daha olmek istedim o an, yerin dibine geçip olmek istedim. ben bunu haketmedim dedim, haketmedim haketmedim haketmedim...

'nazım' gibi... (2)

sabahleyin uyandığımda yanımdaydı doğduğumdan beri bu hep boyle, her sabah uyandığımda hep yanımda... baktı yüzüme inceledi "bebek gibi yüzün vardı dedi yıllar değiştiriyor insanları yasadıkların gordüklerin hayallerin beklentilerin seni değiştirmeye yetti yeticek..." bunu dert etmediğimi soyledim. "biliyorum" dedi, geçiştirdi... "napıcaksın?" dedi "napmalıyım?" dedim " 'nazım' gibi.." dedi dudaklarına dokundum.susturdum, anlatmasını daha fazla konuşmasını istemiyordum yeterince parçalanmıştı yüreğim yeterince yangın yeri... "artık bir son ver buna" dedi baktım gozlerine... içimden geçenleri anladı sanki kafasını one eğdi çıktı odamdan... kalakaldım yatakta oylece ne yapıcaktım ne yapmalıydım gerçekten hayallerimi düşündüm onunla olan hayallerimizi düşündüm herşey benim elimdeydi, peki benim yaptıklarım acaba bize yeticek miydi, acaba bize yeticek gücüm var mıydı? iyi ki varsın diye fısıldadım iyiki varsın ben olene kadar iyi ki olucaksın yanımda dedim ... cansız bedenime can veren ruh veren beni ben yapan sensin dedim keşke bunlarıda duyabilseydi...

'nazım' gibi... (3)

Yaklaştı arkamdan fısıldadı "çözebildin mi 'nazım' gibiyi ?" dedi korkmuşum bir bağırdım "artık açma onun konusunu "dedim "neden yüzleşememek canınımı acıtıyor?" dedi "ewt "dedim kızgın kızgın. yasadıklarımı anlayamazdı çifttik biz ama anlayamazdı "başka biriyle sevgili olmayı dene" dedi "denedim" dedim "biliyorm bidaha dene" dedi "faydasz çok kere denedim onun gozlerine baka baka yaptım bunu ama yinede işe yaramadı silemedim onu" dedim. terastan atasm geldi kendimi o an baktım aşağıya sonra kaldırdım kafamı gokyüzü derin parlaktı kaybolup gitmek geldi içimden... kafamı şişiriyorsun demek istedim. çok konuştu bu akşam çok kafa yordu bna, yormasın kafasını, kimse yormasn bana kafasını, benim kafam yeterince yorulmuş, hafif bir gülümseme geldi. yüzüme salak salak baktı bir kez daha anlayamadı beni, bu sefer okuyamadı ifademi. biz bir bedende iki ruhtuk onunla mantıksızlığımı bana bağışlardı hep ben bütün masumiyetimi ona, ama biz onunla iyi bir ekibiz dedim içimden gozlerime baktı bidaha "boşuna uğraşma anlayamazsın" dedim güldüm gozleri daldı uzaklara derinlere...

'nazım' gibi... (4)

Bu sabah saat 6.30 suları, hiç uyumadım bugün oturduk yine benimkiyle sabahladık. perdeleri açtım kapımı açtım içeri dolan havayla yaşadığımı hissetim. Günün ağırışını izledik birlikte. ne güzel şey dedim içimden. saçlarımı uçuşturan tenimi ürperten rüzgar mestetti beni. "rüzgar gibi bişiye aşık olmalıyım ben, rüzgar gibi deli dolu, ürperten, onun gibi muhteşem...", "uçmaya başladın yine" dedi, "evet biliyorum" dedim. "nedense seni bazen anlamıyorum, herşeyin karmaşık,değişik, yapın basit; ama farklı off saçmaladım yine" dedi. " boşver bırak beni herzamanki halim 18 yıldır tanıyamadın mı? " dedim. bir an gozlerimi kapadım bir an kendimi düşündüm. defolup gitmek istedim yine gitmek istedim. onceden yalnızlığın kolesiyken şimdi onu kendime kole etmekti amacım, 'nazım' gibiyi unutup kendi kalbimin sahibi olmak, başkalarının düşüncelerinde kaybolup gitmek değil kendi düşüncelerimde boğulmaktı amacım, kimseye boyun eğmeden kimseye hesap vermeden bilhassa kalbimi dinlemeden defolup gitmek. Bakma gozlerime oyle seni bırakıp gidemem olene kadar benimlesin...

 'nazım' gibi... (5)

uykusuzluktan olmek üzereyim 32 saat oldu... yat diye ısrar etmeye başladı anlamıyor ki beni içmişten beterim, uykusuzluktan olürken uyuyamıyorm, yatak dar geliyor bana. şu sıralar hiç bişi yolunda değil üstüste oğrendiklerim, yasadıklarım, ozlediklerim, her gece ağlama nobetlerim ne kadar üzülsede benim için beni anlayamaz, hayatımı yoluna koymaya çalışırken hayallerimi isteklerimi hrşeyin üstünde tutarken dibe çekiyorlar beni ,anlayamaz ,kimse anlayamaz... herkese herşeye niye kıydınız bana diye bağırasım var, aşırı derecede sakin davranıyorum ama kimse içimde kopanları bilmiyor gozlerime bakınca anlamıyor kimse, okunmuyor gerçekler, sustum. yeminine sustum susturdunuz beni. gerçekleri bir anlatabilsem siz insanlar bunu yapmama izin verseniz... gelip otmeye başladı yine kafamın içinde, sus diye bağırdım. ben sadece yardım etmek istiyorum dedi. istemiyorum dedim yardım istemiyorum bırak beni kendi halime...

'nazım' gibi... (6)

gozlerimin içine baktı sanki anlamak okumak istediği şeyler vardı korktum 'nazım' gibiden haber var mı? dedi yok dedim aslında vardı istedikçe neler oğreniyordum kafam karmakarışıktı rezillikti durumu baştan aşağı rezillik... saçmalamıyorsun artık hayırdır? dedi güldü ... gerek duymadığımı soyledim içimi bir gorse bir bilse baştan aşağı saçmalıklarla doluydu... 18 yıldır dibimdeydi bir nefes kadar yakın hemde kimse onun kim olduğunu bilmedi bilemedi benim herşeyimdi ama artık oda yabancıydı. Ruhum gibiydi ama artık bol mesafeli... o dahil herkes birşeyler soylüyor kulaklarım duymuyor, neden acaba? duyuyorda unutuyor mu beynim yoksa kulaklarımdan teyet geçen cümleler topluluğumu onlar... peki bu durumda ben neyim? aizemir mı oldum yoksa vurdumduymazın teki mi :D ... ?

'nazım' gibi... (7)

"Ölsün! " diye bağırdım "acı çekmesinden Ölsün daha iyi görmek istemiyorum karşımda acılar içinde kıvranmasını..." benden dolayı değil çünkü ondan dolayı... sonra kendi kendime "başkalarını ortada bırakıp gittiğin günlerine say dedim...", " yanıyor 'nazım' gibi" dedi..." nazım gibi yanıyor" dedi... "söndürsünler" dedim "ateşini söndürsün yoluna devam etsin" dedim... "nefret ?" dedi "hayır" dedim "bendeki hasret...", " hayır sendeki nefret, ya aşka dönüşürse?" dedi "küllerimden doğamam ya defolup giderim" dedim ne kaldı ki burda...

'nazım' gibi... (8)

"başkası için yanıyormuş 'nazım' gibi" dedi... "yansın, bende yandım, söner ateşi" dedim "gözlerin artık parlamıyor feri gitmiş" dedi "eylül-ekim gibi gelir yine gelir" dedim " 'nazım' gibi gider bir başkası gelir" dedim baktı gözlerime acıdı sanki birden ya da beğenmedi halimi "yapamazsın" dedi "unutamazsın" dedi "daha erken" dedi "gelen eylülde gelsin sadece, beklerim" dedim... "unutuyorsun sen, acın diniyor, sönüyor yangın" dedi " "sönücek elbet hiçbişi ebedi değil bak bunu ondan öğrendim" dedim... küfreder gibi yürüdü gitti...

- Melis ŞAHİN -


Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...