emek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
emek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Temmuz 2017 Çarşamba

herkes farklı...

her insan gibi kendime özgü ve diğerlerine göre farklı olmayı seviyorum.
bir müziğin beni insanlara bağlamasını,
bir fotoğrafın, resmin ya da bir tablonun yeni ufuklar açmasını,
bir dansın düşüncelerimi yansıtmasını hatta yeni başlangıçlar doğurmasını,
bir kelimenin, cümlenin kazındığı zihinlerin varlığını,
yazılarımdan etkilenmiş binlerce sözler ve paragraflar olmasını seviyorum.

çünkü bu düzen ki benim kurduğum;
bu sistemin görüntüde kibar,
ancak manada derin getirileri,
benim için ise büyük kazanımlarıydı...

biliyorum ki hiç kimse dinlediğim müzikleri,
benim dinlediğim hassasiyetle dinleyemez.
bir fotoğrafa benim baktığım derinlikte inceleyemez.
Kimse benim gibi dans edemez hissederek,
duygularını bütün bedenine nüfus ettirip, dansla ahenkle sevişerek...
kimse benim yaşadıklarımı bilse de benim gibi dökemez yazıya.
cümlelerim, kelimelerim sadece beni en derinden yaralar,
etrafımdaki leşlerime rağmen...
ve bilirim etrafımda kurulan cümleleri,
cümlelerin dizilişini,
paragrafların sıralanışından tutun da, kullanılan kelimelere kadar...
hangi yazımın, ne kadar okunduğunu bilirim.
Büyüklenmelerim yoktur benim
herkes kendi nezdinde benzersizdir...

YazarHATUN

4 Nisan 2017 Salı

Ayva

Planlı yazabilen bir insan değilim ben
Perilerim ansızın gelir.
Bana her şey aniden gelir,
Her şeye ani karar verip, ani işleme koyarım.
Arada otokontrol devreye girerse paçayı kurtardım sayılır,
Yoksa af edersiniz ayvayı yerim.
Olmayacak şeyler yapabilirim, aniden her şeyi söyleyebilirim.
Emek emek işlediğimi bir anda çöpe atabilirim.
Kapıları çarpıp vazgeçmişliğim çoktur.
Ancak önce inat eder üstüne giderim.
Çekiştiririm sağından solundan
tersini düz eder kendime uygun bir şekle getiririm.
Hayatta kalben istenilen her şey çabalamaya değer
Sevdiğim ve istediğim her şey için çabalarım.
Dört elle sarılmam ben öyle kol kanat gere gere sarılırım
Kokum isteklerime sinmeli,
Benliğim kabul etmeli onu.
Bugüne kadar kalben isteyip de, alamadığım hiç bir şey olmadı
Gerçekten kalbimi ortaya sürmem gerek.
Bazen kendime en yakın olduğum zamanlar,
Benliğimle konuştuğum zamanlardır.
Üstünde durduğum konuya karşı bakış açımı sorgularım.
Gerçekten istiyor muyum?
Neden istiyorum?
İstekler amaçların birer araçlarıdır.
Küçükken bilinçsizce ister insan,
Farketmez, hayaller kurar.
Önceden her yatağa yattığımda hayaller kurardım çeşit çeşit renk renk
Bütün sevdiklerimle koca bir evde yaşadığımı hayal ederdim.
Hep mutlu olduğumuzu, dans ettiğimi, bolca yüzdüğümü... çocukluk işte.
Sonra insanları tanıdıkça, evimde hayal ettiklerimi dışarda tanımaz oldum.
Hayaller yaşla birlikte büyür ve değişir
Ufak bir parçasını yaşadım
Bakıyorsun hayaller gerçekleşse de
Devamlılığı olmayınca vazgeçiyorsun zamanla.
Şimdi yatar yatmaz uyur oldum, nadirdir artık kurduğum hayaller.
Artık gerçeklere bakıyorum
Sözlere kanmıyorum, gördüğümü yaşıyorum.
İnsanın niyetini davranışları gösterir.
Seven gelir, seven sabreder, seven çabalar.
Gidenler korkaklardır, gidenler sevmeyenlerdir
Gidenler hayallerine kol kanat geremeyenlerdir.
Önceden dizlerimiz kanasa öpülünce geçecek sandığımız yaralarımız,
Bu düşüncenin meydana gelmesine sebebiyet veren masumiyet,
Hayatın getirdikleriyle kayboluyor zamanla...
Dizlerimizin yaraları geçeli çok oldu
Aksine en çok kalbim yara aldı benim
Yanaklarımda çizikler, ellerimde bıçak kesikleri
Dudağımın kanı durmaz,
Boynumdaki parmak,
Kollarımda kalın sicim izleri
Ve sırtımda hançer...
Hepsi birer geçmiş
Ne dikiş tutar, ne su paklar.
Ne de izi geçer dokunulmuş hayatımdan.


Demem o ki;
İnsan sadece inancı olduğuna çabalar.
Yıkıyorlarsa başkaları bütün umutları, bütün şevki,
Koca aşkı, emsalsiz sevgiyi;
Geriye kalan koca bir harabe
Ve sönmüş muma benzeyen hayaller...

YazarHATUN



25 Mart 2016 Cuma

...

Sarar mısın belimi esen rüzgara karşı?
yolun son'una gelmiş gibi...
Bütün kötü günler geride kalmış gibi...
Bakar mıyız son kez uzaklara
arkamızı dönüp gidebilir miyiz mutluluğa?
küçük bir evimiz olur mu hayalini kurduğumuz gibi...
Ben gömebilir miyim yüzümü sonsuza kadar sol'una?
Sarar mısın beni,
Korur musun mutsuzluğa, kötülüğe ve göz yaslarına karşı?
Ama mutluluk için akan hiç bir damlaya engel olma !
bizi huzura boğan her gülümsemeye kapımız acık olmalı
Masamızdan çiçek hiç eksik olmamalı
Yüzümde öpücüklerin,
Yüreğinden ise aşk'ım...
Her gün anahtarını evde unutmalısın mesela
senden önce, senin için koşarak eve gitmeliyim
sırf sana açabilmek için neşe kapısını
Her gün gülerek karşılayabilmek için can bildiğimi.
Huzuruna gömebilir misin?
Var mı kalbinin derinliklerinde benim için
kapısız dört duvar?
Çok yorgunum.
Bankta oturup denizi izleyen bir insanın çaresizliğini düşün...
hem yolun son'undasın,
hemde hiç bir şey yapmamışsın gibi...
öyle çaresiz,
öyle başı boş
Neredesin?
Bak, bıraktığın yerdeyim,
O banktayım.
Hem halsiz ve bir o kadar üşümüş,
Gelirken ceketini de getirir misin?
Kokunu öyle özledim ki...

Yazar Hatun

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...