güneş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
güneş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2024 Cumartesi

Yarat!

Bazen bir adamın doğan Güneş'i, gecesini aydınlatan Ay'ı olursun.
Hayatındaki büyük resmi, biricik öznesi; ruhunun ilk gördüğü hep sen olursun.
Bir kadın olarak ruh aleminde gerçekten ne olmak istersin?
İçindeki yaratıcı gücü kullanıp kendi gerçeğini baştan yazmak nasıl geliyor kulağa?
İçindeki gücü her doğan gün yeniden keşfet.
İçindeki tanrıçayı.
Ruhundan kalbine; kalbinden zihnine; zihninden bedenine... 

Biricik ve tek olduğunu tekrar tekrar hatırla.
Sana sunulan tüm güzellikleri kimden gelirse gelsin almayı ihmal etme; Hepsi senin içindeki güzelliğe bahşedilmiş olan...
Sana ruhunda kırmızı halı serene de bak; senin için bir dokunuşu ile göğü gökkuşağına bulayana da... Yarat; yazdıklarınla, yaptıklarınla, söylediklerinle, dansınla...
Her kim olursa olsun yardım et insanlara; ses ver, gönül ver kim olursa.
En nihayetinde değer ver yarattıklarına gönülden değer verip, zaman ayıranlara...

İyi ol; kendince iyi ol ve yüreğini aç sevgiye aç olan her kim her ne varsa.
Sev bütünüyle acısıyla tatlısıyla sev ve yol gösteren ol tüm insanlara...
Onlar için gözlerinle ve sevginle yarat; yeni pencereler aç.

En çokta seni sevene güzellikler yarat.
Yine söylüyorum:
Koskoca bir balon yarat içinde yalnızca iki can'ın bir bütün olduğu;
Mahrem ve kapkalın duvarları olan...
Kalbinin üstünde bir kez daha atan o can'a bahşet sana bahşettiklerini  
Kırmızı halı mı serdi yoluna, tut onun elini yürü o yolda;
Gökkuşağına mı boyadı göğü, yasla başını onun göğsüne seyret alemi onunla...
Sen ondan denizi getirmesini iste
Aynı zamanda sun en sıcağını, en soğunu ve en derinini ona...

Herkes görsün, duysun sizleri,
Ama aslolan sizi birbirinizden başka kimse bilemesin. 

Şimdi bir adam düşün güzel kadın:
Ay'ı da sensin Güneş'i de...
Günüde sensin gecesi de...
Seni görmek için tüm suretlere kör olan bir adam bu.
Senden gelecek tek kelimeye aç,
Tüm sesleri susturmuş da kulağına çalınacak tek kelamına muhtaç.
Kollarında nefes alıp çiçek açmanı isteyen,
Tüm kalbi, ruhu, sesi, sureti, zihni, fikri, zikri sana aşık, sana bağlı...
"Her şey"i olduğun bir adam düşün, işte o senin!

Sen ise: 
Kollarında mutlak huzuru daim kılmak istediğin,
Dört bir tarafını sarmış her daim orada olduğunu bildiğin,
Herkesin gördüğü, bildiği ve horca kullanmak için istediği,
Ruhundan gelen tüm güzellikleri yalnızca ona sunabildiğin biri...

Hırstan, egodan, iki yüzlülükten, yalan ve sırlardan arınmış, samimiyet dolu bir ilişki!
Ne güzel bir yaratıcılıktır bu!

Tarih 28/09/2024'ü gösterir. 
Benden bana  gelir bu yazı.  
Ben yaratmak için yazarım.

#YazarHATUN

20 Eylül 2024 Cuma

Güneş'e Kırmızı...

Eleftheria Arvanitaki - Gia Ton Motion Sou To Chroma   

Yakan güneşin batışını izleyecekler birlikte, güneş geziyor tenlerinde şimdi ateşiyle…
Arkada Eleftheria Arvanitaki’den “Gia Ton Motion Sou To Chroma” çalıyordu.
Çardağa bağlanmış kırmızı tüller rüzgarla birlikte Güneş’e doğru;
Kırmızı tüller arasında kırmızı elbisesiyle kadın da adama doğru dans ediyordu.
Görüyor musun kırmızı tüllerin arasına dolanmış ahenkle dans eden o bedeni;
Peri bacaları da şahit şimdi kadının dansına,
Dimdik duruşlarının ardı sıra ruhları kapanmış kadının ayaklarına…

Gülen yüzüyle, ruhundaki aşkla dans eden o kadının ayakları şimdi birer mühür olmuş toprağa;
En nihayetinde o adamın ruhuna.
Kalçasının ahenkli kıvrımlarına, o güvercin adımları eşlik eder taşta toprakta…
Adım adım yaklaşır bedeniyle kırmızılı kadın,
Elbisesinin etekleri uçuşur güneşe karşı.
Bir iki adım ileri, sonra yavaşça kendi çevresinde döner güvercin adımlarıyla,
Elleriyle toplar saçlarını gösterir boynunu,
Okşar tenini rüzgar usulca.
Saçlarını aniden bırakıverir bir eli belinde, diğer eli hafifçe yukarı doğru toplamış eteğini
Yavaşça adamına gider kadın şimdi…

Masanın üstünde bir şişe şarap ve meyveler; batan güne hazırlık var.
Şimdi günü, Güneş’i ve aşkı kutsama vakti;
Peri bacaları şahit şimdi bu aşka…

Aşkın kılığa bürünmüş haliyle gelen kadının uçuşur kırmızı etekleri o adama…
Dolanır adamın bedeni kadına, kollarıyla sarar.
Arkasına geçer, kolları dolanır kadının beline şimdi, bedenleri birlikte ahenkle eşlik eder bu güzel şarkıya…
Yarattıkları koskoca balonun içindeler şimdi; herkesin gördüğü, duyduğu, bildiği ama asla girmediği, giremediği ve girmeye cesaret edemediği;
Herkesin gördüğü, duyduğu, bildiği ancak içinde asla ne olduğunu bilmediği, bilemediği…

Yavaşça ayrılır kadının bedeni, geçer adamın karşısına ve gülerek bakar adamın gözlerinin içine.
İki geri, bir ileri yapar adımları;
Hem kaçar adamdan ama sanki hep de oradadır.
Adımların arası açılıverir;
Üç adım geri, bir ileri yapar ve koşar gider hafiften…
Elleriyle belinden kalçalarına doğru kendini severek dans ederken,
Birden elleri güneşi selamlayarak dans etmeye devam eder,
Vurur gölgesi taşa toprağa…
Adam tüm dikkatiyle izler kadını; yere vuran gölgesi, rüzgarda dalgalanan saçları, gülen yüzü, uçuşan kırmızı eteği adam için “mutluluğun resmi”dir.
Gözlerinin gördüğü en güzel manzara, kalbinin surete bürünmüş hali…

YazarHATUN

24 Ekim 2016 Pazartesi

Mavi

Sayıklanan son isimdi şüphesiz kalbimdeki,
Derinliğinden sual olunmaz baştan başa mavi.
Aşk demektir mavi telaş
Mavi, bir martının kanat çırpışıdır gökyüzünde,
Bir denizin hırçın dalgasıdır.
Güzel beyazda,
Mavi duvarlardır huzur.
Saçılır çiçeklerim gökyüzüne
İsterim kapılsınlar mavi telaşa
Bürünsünler neşeye...
Bir kızın koşan adımlarıydı mavi telaş,
Boş koridorlarda...
Huzur olmak isteyen adam ile
Asi bir küçük kızın sonsuzluğuydu kutsal renk.
Birimiz hırçın deniz, birimiz huzur dolu gökyüzü,
İşte ikimizde maviyiz.
Şuan derin bir rüyada mavi.
Uyanırsa bulanır gözleri,
Bırakın bulansın griye.
Geçer mevsimler biter yıllar, biter aylar...
Döner mavi güneşe...
Güneş parlak, güneş sıcak...
Mavi kutsal, mavi ulu...
Buluşurlar iki mavi güneşin yakıcılığında...
Ama önce yağmura katlanmamız gerek...
Sadece bilirim.
Ben bilirim.
Bir ben,
Mavinin hikayesini bilirim...

YazarHATUN

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...