15 Eylül 2016 Perşembe

derin anlaşılmamak içerisinde
ellerim sinirden titreyerek yazdığım satırlardan
birisi daha...
her seferinde ne kadar kadir kıymet bilmez varsa
hep bana denk gelir moduyla yaşıyorum su sıralar
hiç kimsenin tutulacak tarafı yokken
ben itekleyerek bir şeyler yaşamak zorunda bırakılıyorum.
En aşağılık en gereksiz insanlar el üstüne tutulurken
bana yapılmış iki üç şeyle idare edilmem isteniyor benden.
sıradan kişilerin sıradan insanlara yaptıkları bu nasıl olsa.
sıradan değilim, sıradan hissetmiyorum,
sıradan yaşamıyorum.
öyle duvarlarım var ki.
ya hiddetlendikçe nefretim
benim duvarlarıma taş ekleniyor
ya da insanlar küçülüyor. tutunamaz oluyorlar
laftan anlamaz oluyorlar
anlatsanda anlamaz oluyorlar işte...
sen ise boğulduğun denizde yılana sarılırcasına devam ediyorsun
belli belirsiz bir rıhtıma doğru.
nefretin gerçekliği
sinirimin gerçekliği...
bütün bu yaşıma kadar bundan emin oldum.
insanlar hep iki yüzlü oldular
kaybetmek istemeyişlerinde bile hep bir çıkarları vardı.
öyle boğuldum ki samimiyetsiz insanların içinde
öyle ölüyorum ki her gün bir toprağa gömmüyorlar sanki
bütün yaşama sevincimi yaşımı gençliğimi alıyorlar benden
ben ölürken içimdeki yaşar mı sanki...
her gün farklı bir insanı farklı bir şekilde öldürüyorum
yoluma bu sefer daha emin ama bir o kadar sert devam ediyorum.
duvarlarımı keskinleştiriyorum. duvarımın yanına bir duvar daha örüyorum.
kendimde değerli kılıyorum kendimi.
biliyorum kim isterse yıkar gelir duvarları
isteyip görünen ama yerinde sayanları çok gördük.
karakteri farklı huyları farklı ama hareketleri aynıydı.
ne farkınız var birbirinizden.
hepiniz bir süre sonra içimde koca bir hiçsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...