15 Haziran 2018 Cuma

Güçlü Kadın-I


13.06.2018 Çarşamba

             Bizim dönemimizden mi kaynaklı bilmemekle beraber bir yıl fazla bir yıl az hepimiz aynı karakter ve davranışta kızlardık. Belki de ben bilhassa öylelerini çektim kendime. Mizacımız genelde soğuk, kendi ayakları üzerinde bir şekilde durabilen, kendine yetebilen arkadaşlardık. Türkiye’nin dört bir yanında benim canlarım...
            Hayat bize üzerek ağlatarak kafamıza vura vura bazı gerçekleri önümüze sermişti. Kimimiz küçük yasta babasını kaybetti, kimimiz annesini; kimimiz evlendi boşandı bir çocuğu ile döndü baba evine; kimimiz üniversiteyi yeni bitirdi is arıyor; kimimiz evlenmek üzere; kimimiz ilişkisini rayına oturtmaya çalışıyor; kimimiz isini değiştirmek için depar atıyor; kimimiz doğru insan için kalbine kulak veriyor.
            Simdi öyle bir haldeyiz ki birbirimizin dertlerini direkt ya da dolaylı duydukça, kendimize dönüp baktıkça, her düşüşümüzde birbirimize el verir olduk. Şayet düşen sensen çoktan ayağa kalkmış olman gerek zaten! Dilerim düşmene sebep topukluların değildir bebek :) Eğer öyleyse geçir ayağa devam et yola, çünkü etrafında düşüşünden zevk alan insanlarda olacak. O güzel ellerine basıp geçmek isteyecekler, yeri gelecek saçından tutup çekecekler, gözünü dört açmazsan ayağından tutup sürükleyecekler yalan yanlış her şeye...
             Gerçek yüzümüzü sadece yakınlarımız bilebilirdi. Neden bilmiyorum?  Bu davranış bazı akıllarda farklı bir imaja hatta ikiyüzlülük ile bağdaştırılsa da bence böylesi daha iyi. Hem ben çığlık çığlığa gülerken herkesin görmesi pek hoş olmazdı dimi :)
           Koskocaman bir kalp atfedilmiş bize. Yoo övmüyorum, gerçeği söylüyorum. Hayır, Hayır megaloman değiliz!  Hayata bakış açımızdan kaynaklanıyor. Güzel bakmaya çalışıyoruz. Acıyı da aşkı da sevgiyi de derinden hissediyoruz. Belki de bu yüzden... Ne demiştim kendine yetebilen kızlardık artık genç kadınlarız. Bazen öyle bir yetiyoruz ki bazen birbirimize yer kalmadığı anlar yanlış olmasın sadece an'lar olabiliyor. Terbiye etmişiz kendimizi.
           Siz bazen buna güçlü kadın dersiniz ama zamanla ne kadar dominant, efendime şöyleyim her şeyini hallediyor bana ihtiyacı yok, başka an geliyor erkek gibi!  Evet, bu lafları da işittik. Evet, kabul bizde bazen tökezliyoruz dedim ya düşebiliyoruz. Ve siz öyle bir imaj yaratmışsınız kafanızda, düştüğümüzde bile yaklaşmaya cesaretiniz yok. Korkuyorsunuz. Bazı şeyler sizi aşıyor devasa geliyor. Kontrolü elinizde olmayan hiç birşeye istediğiniz olmuyor. Kontrolü elinize almanız gereken yerlerde de zaten yoksunuz. Ben görmedim hiç güçlü bir kadının karsısında güçlü olan ve güçlü kalan bir erkek. Ya düşerse deyip elinizi belinden çekmeden aynı yolu beraber yürümeye cesaretiniz yok ki o kadının eli zaten sizin belinizi sarmıştır. Ama şunun bilincindeyim ki; güçlü bir kadını el üstünde tutmaya cesaretiniz olmadığı gibi aciz davranan size muhtaç olan sizi kullanan zayıf kadınları tercih ediyorsunuz. Erkeklik gücünüzü hissedebilmek adına zayıfı tercih ediyorsunuz. Zoru seçip kendinizi aşmak varken... Bizde maalesef ki rol yapmayı beceremeyen kadınlarız. Korkunuzdan kaçıp gitmek istediğinizde "dur, gitme, kal" derken size muhtaç değildik bilakis sizi seviyor ve sizin aslında ne kadar güçlü olduğunuzu size göstermek istiyorduk. En azından inancımız bu yöndeydi.
Bazılarınız bu süreçte yalpaladı. Kendini değerli bir çiğ tanesi sandı belki bulunmaz bir Hint kumaşı :) bak bu süreci izlemekte çok zevkliydi. Bizi zayıf kalmayı tercih edenlerle karşılaştırmanız eğlenceliydi. Ta ki oyunun sonuna gelene kadar. Bitti! Ben genelde terk edilmeyi bile isteye tercih eden tarafım. Kafamda soru işareti olmasın isterim. Ki biliyorum giden hep pişman!  :)
Güçlüyü zayıfta ararsanız şaşkına dönersiniz böyle...
            Güçlü kadın ağlaya ağlaya dik durabilen; zorluklar karşısında başarma gücünü kendinde gören; tek başına tüm duygu ve düşünceleriyle kendine yetebilen; duygularının arkasında durup savunabilen; kaçak oynamayıp kendine öne atan kadındır.
            Her yerde onlara rastlamanız mümkün tabi görmeye ve onları yaşamaya cesaretiniz varsa. Tanımasakta birbirimizi sayımız yadsınamayacak kadar fazla...

YazarHATUN

13 Haziran 2018 Çarşamba

Telaş'a Selam Olsun !

Bir sabah uyandığımda
Durdurabilmek isterdim zamanı.
Bir sabah bir yerlere yetişme gayesi olmadan
Uyanıp Yatağımın ucunda usulca oturmayı
Perdesi acık penceremden izlemeyi isterdim sessizce insanları
Usulca gezen ayaklarımın ahenkini,
parkede izini bıraktığı her bir adımı hissederek atmayı isterdim.
Dünyada varoluşum kıymetlenebilirdi o zaman...
Nasıldı küçükken adımlarım, parmak uçlarında balerin gibi...
Ve bir müzik çalmalıydı ya da bir silüet söylemeliydi ama içten...
Tüm ahengiyle yaklaşmalıydı ses, sarmalıydı bedenimi
Ve bir sabah bir dansla başlamalıydı
Yine parmak uçlarımda yavaş yavaş...
Yaşamaktan zevk aldığımı gösterircesine...

Bazen anlar olmalıydı bir dakikası bir saat olsa diye iç geçirdiğimiz.
Başlamalıydı o vakitler gün ağırırken tanyerinde
İşte böyle karşılanmalıydı tüm sabahlar...

Her gün güneşin batışı beklenmeliydi
Mesafeleri yok sayarak izleyebilmek beraber.
İster bir sokak ötende isterse onlarca şehir uzağında
Bir kahve eşlik etmeliydi doldurmalıydı boş kalan ellerimizi
Bilmeliydim bir 40 sene daha ekledik gönüllere...

Yaşamanın kıymetini bilmeliydi insanoğlu aldığı bir nefeste...
Öğretebilseydim keşke güneşe çevrilen her bir çehrenin,
O çehreye takılan tek gülümsemenin içinde milyonlarca güzellik barındırdığını.
Gösterebilseydim bir gülümsememizle bir insanın tüm gününü güzelleştirebileceğinizi...
Asl olan gerçekten gülümseyebilmekti, gözlerden saçılan parıltılardı şahidi.
Gününü güzelleştirebildiğim insanlar gönlümde hazine...

Korkmadan basabilmek gerekirmiş çimlere
Uzanabilmek kurtularak onlarca düşünceden.
Biliyorum önümde koca bir ömür var
Ta ki yarın öleceğimi bilmeden...

Bilsem ki yarın öleceğim.
Mutluluk sayardım her yaşanmışlığı.
Biliyorum ki ölüm sonsuz huzura kavuşmaktı...

Kalan ömrüme sözüm olsun.
Bir gün denizi olan sabahlara uyanacağız huzura kavuşana dek...
Her gün oturacağız deniz kıyısına, dalgaların sesini dinleyeceğiz.
Gözlerimizi kapatıp çekeceğiz o güzel denizin kokusunu.
Sonra arada gökyüzüne göz kırpıp devam edeceğiz fani huzura...
Soğuk sular ve sıcak kumlar bekler bedenimizi, gel!


Nice şairler nice yazarlar yazdılar maviye...
Dedim ki bende:
"Birimiz hırçın deniz,
 Birimiz huzur dolu gökyüzü,
 Al işte ikimizde maviyiz..."

Mavi Telaşa Selam Olsun !


 YazarHATUN

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...