21 Ağustos 2022 Pazar

Yazıyorum!

“Yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var.” Sylvia Plath

Yazdım bugüne kadar milyonlarca kelime, binlerce cümle.
Var ettim benliğimi, duygularıma düşüncelerime hücum ederek.
Tutku, bu hayatta yaptığım her şeye bağlılık duymama tek sebep.

Mizacımın tutku ile bütünleşmesi öyle güzel ki,
Hissederek yaşamak her şeyi…
Dans ederken bir figürü, yediğin lokmayı hatta öperken bile sevdiğin birini…
Öyle güzel ki tutkuyu içimde hissetmek.

Ancak…
Kalem benim;
Kağıdım benim.
Okuduğunuzda ne anladığınız ve nasıl düşünmek istediğiniz sizin!
Haricimde herkesin fikri ve tepkileri o kadar önemsiz ki…
Hoşunuza mı gitmiyor? Okumayın.
Hoşunuza mı gitmiyor? Görmesin gözleriniz beni.
Duymak mı istemiyorsunuz? Aramayın beni;
O vakit tıkayın topuğumun ve yüksek perdeden çıkan o sesime kulaklarınızı…
Kendi şarkımı hürce söylemeye,
Hissederek dans etmeye devam edeceğim.
Seveceğim gözüme gönlüme güzel gelen tüm detayları,
Susmuyor içimdeki, dökülüyor parmaklarımdan.
Zihnimin içindeki sürekli konuşup duruyor benimle,
Anlayamazsınız.

O kadar yoruldum ki yaptığım yazdığım her şeyin yanlış anlaşılmasından, bana sorulmamasından…
Herkes püripak sanki benim tek yanlış.
Kafanızda kurup yaşadıklarınız,
Baktığınızda göremedikleriniz,
Siz insan evlatları; evet evet siz!
Anlamak için çaba harcamayan zihinlerinizle,
Empati yoksunu benliklerinizle,
Farkında olmadığınız bencilliğinizle,
Aşar yazdıklarım, ağır gelir bünyenize.

Hür’üm !
Kadınım!
Varlığımın, ruhumun farkındayım.
Biriciğim, özelim ve narinim…
Kendimi koruduğum dışı dikenlerle çevrili, mis kokulu yaseminlerle dolu bir bahçem;
İçinde herkesin her zaman göremeyeceği güzelliklerle bir dolu bir kalem var.
Sıfatınız hiç mühim olmamakla beraber;
Arkadaş, aile ne fark eder!
Sahip olduğunuz tüm kıymetli varlıklarınızın üzerine ettiğiniz ve tuttuğunuz yeminler;
Yaşattığınız naif gerçeklerle kalemin kapısından girebilir;
Duyumsadığım yaseminlerimin o hoş kokusuna ancak o vakit layık olabilirsiniz.
Yoksa dikenlerimin batışından mesul değilim!

#YazarHATUN

15 Ağustos 2022 Pazartesi

Kadın Olmak !

 “Sen olduğunu topuk tıkırtılarından anlıyorum…” demişti.
Güzeldi bunu işitmek…
Düşünsenize sırf bunu duyduğu için siz olduğunuzu bilerek yüzlerini size çevirip bakan,
Topuk seslerinin sahibi siz misiniz, emin olmak isteyen insanlar var.
İnsanların kafasına kazıdığınız bir izlenim…
Sonra bir gün geçmişte kendim hakkımda bulunduğum ön görülerimi okudum.
Fark ettim ki umduğum ile olduğum insan hem aynıydı hem de farklılıkları vardı.
Ancak şu konuda eminim;
Yaşım kaç olursa olsun hep 19 kalacağım.
Ne 18 kadar toy ne de başına 2 rakamını almış kadar büyük…
Bir sürü hata yapacağım, milyonlarca kez kendimi affedeceğim.
“…Mesela dişilik abidesi, her günü topuklular üstünde geçen, wamp kadınlardan olmucam…” demişim yıllar önce...
Ayakkabısının en az 5 cm ökçesi olmaz ise rahat edemeyen bir ben var artık.
Az ya da çok topuklu; ayağımı vursun ya da vurmasınlar hiç mühim değil; onları seviyorum, seveceğim.
Wamp ve dişi olmanın birbirinden çok farklı olduğunu öğrendim.
Dişi olmanın bambaşka bir dünya olduğunu, bunun ruhtan geldiğini biliyorum.
Yaydığın enerji, gösterdiğin davranış, bakışların, sözlerin hepsinin bir bütün ve özel olduğu bir durum “dişi” ve “kadın” olmak.
Bir gülüşte, bazen bir dansın figüründe gizlenmiştir bu olgular, tutku dolu bir hal...
Kanında dolaşır durur "kadınlığın haklı gururu".
İçinde hem “küçük bir kız” hem de “koca bir kadın” taşımakmış dişi olmak.
Hem “şımarmak” hem de “kendi ayaklarının üzerinde dimdik durabilmek” kadın olmak.
Hem narin kalabilmeyi yeri geldiğinde dağ olmayı bilmekmiş...
Eee ne demiştik:
“…Hep hayallerim olacak bıkmadan sıkılmadan kurmaya devam ettiğim... Benim gülüşlerim olacak aldığım her darbeden sonra tekrar ortaya çıkan...”
İşte dünya üzerinde “Kadın” olmak böyle güçlü ve zarif bir duruş!

#YazarHATUN

Yaşım 19 :)

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...