23 Ekim 2014 Perşembe

I.Ulusal Ticaret Kongresi I.Gün

                                                                                                                                  23 Ekim 2014
          Bana Swarmda ilk check-inimi attıran güzel bir kongre güzel bir gündü. I. Uluslararası Ticaret Kongresi... Arkadaşımın ısrarı üzerine katıldım, sabahın erken saatlerinde sadece bu kongre için yollara düştük ama günün sonunda sadece bir tatlı yorgunluk vardı...
          Zeliha Tolunay Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu olarak arkadaşlarımızın düzenlediği ilk olmayı amaçlayarak yola çıktığı ikinci etkinlik. Birincisi I.Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi idi. Türkiye'deki onlarca üniversiteye, öğrenciye ev sahipliği yaptık. Yine bugün aynı başarıyı hatta daha fazlasını gösterdik. Yönetim Bilişim Sistemleri öğrencisi olmama rağmen katılmakta fayda gördüm.  Valimiz Hasan Kürklü, okulumuzun rektörü Mustafa Saatci, Sanayi İşbirliği ve Girişimcilik müdürü aynı zamanda rektör danışmanı olan hocamız Ahmet Sarıtaş, Gümrük ve Ticaret bakan yardımcısı Fatih Metin derken sıra o mükemmel bayana geldi. Opet Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk...


          Dün akşam kongrenin program listesine baktığımda dikkatimi çeken ilk kişi olmuştu kendileri. Hem Opet Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi olması ama en çokta 2007 yılında "Yılın İş Kadını" ödülü almış olması merakımı cekmişti. Kendisi hakkında, yaptıkları hakkında çok şey öğrenmiş oldum. Opetin ilk Türk akaryakıt şirketi olduğunu öğrendim. İsme bakılınca hiç aklınızdan geçmezdi değil mi böyle birşey... Kendisi ve eşi Fikret Öztürk ile kurmuşlar 1992 yılında başlamışlar bu işe, ikisi aynı zamanda öğretmenlermiş. Nurten Hanımın öğretmen kökenli olmasının konuşmasına, öğrencilere yaklaşımına yansıdığını hissettik. Londra'da açtıkları ilk Opet akaryakıt bürosundan sonra Koç Holding ile birleşerek bugünlere gelmişler. Nurten Hanımın Atatürk Havaalanında yaşadıgı bir olay "Temiz Tuvalet Kampanyası"nın başlangıcını oluşturmuş. Bu kampanya hakkında bir sürü öğretici niteliği taşıyan kısa filmler bu kampanyanın çok ufak bir kısmı.

Bunun haricinde "Yeşil Yol Projesi, Örnek Köy Projesi ve Tarihe Saygı Projesi" nin fikir lideri ve yöneticidir. Anlattığında etkilendiğim diğer proje ise "Tarihe Saygı Projesi" Gelibolu Yarımadasındaki Köyler, Tarihi alanlar, Milli parklar restore edilip yenilenmiş. Bazı hukuki sorunlar çıksa da bu güzel süreçte çözüme kavuşmuş. Gelibolu yarımadası ayrı bir değer kazanmış. Bize izlettirdikleri kısa film o kadar etkiledi ki beni. O filmi bulamadım ancak kısaca gösterilmiş bir videosunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Tarihe Saygı Projesi..
Kendisinde azmin, kararlılığın ve ülkesini sevmenin bir insanı nelere sevkedebileceğini gördük... Bize Örnek olması dileğiyle...

Arkadaşlarımı ve beni etkileyen diğer konuşması... Erbakan Malkoç. Dizayn VIP Yönetim Kurulu Başkanı.
          "Bazen söylemler yetmez, eylemler gerekir" dedi ve ben orada başladım yazmaya. O bu kadar ününe ve yaptığı büyük işlere rağmen sıcak kanlı Anadolu insanı. Kendisi aslen Ardahanlı. Annesi, babası ve ablasını kaybedince küçük yaşta Istanbul'a abilerinin yanına göç etmek zorunda kalmış. Küçük yaşta olmasına rağmen çalışmak zorunda olduğunun farkındaymış ve abisinin ne olmak istersin demesiyle cevabı patlatmış. Tamirci Çırağı. Babası at arabası ile köye giderken yoldan geçen tek tük otomobilleri görüp düşünürmüş bunlar nasıl çalışıyor nasıl yapılıyor. Kısaca otomobil aşığı bir insan.
          Türk olarak övündüm onun anlattıklarıyla yaptıklarıyla... "En iyi otomobil dizayn" ödülünü  Amerikalıların elinden alıp ülkesin getirmiş insan. Diyor ki "ben otomobil dizaynında olanla değil olmayanla ilgileniyorum" hayallerindekini 110 kişilik ekibi ile yaratıyor. Arge sistemi mükemmel. Erbakan bey bir sistem geliştirmiş diyor ki "Çin'deki aracımı Türkiye'den telefonla kontrol edebiliyorum" bu bahsettiği teknolojilerinden sadece ve sadece birisi... Hayal gücünü fazla zorluyor. "Hayali olmayan insan kendine hedef koyamaz" diyor. Ne kadar haklı. Kendisi ilkokul mezunu ama dünyanın en iyi otomobil tasarımcısı.
          Mevzu bahis ülkesi olduğunda despot, kararlı, kendinden emin yapısı ortaya çıkıyor hem söyledikleri ile hemde o sesindeki tonla vurguyla. Ben Avrupa'dan arabayı alırrrr.. yaptı sesi yükseldi sonra a dan z ye değiştirir beş katına onlara satarım dedi. Ona bu hedeflediği konuma gelene kadar aşırı derece de önyargılı davranmışlar, çok zorlukla karşılaşmış. İşlerine, araba dizaynına engel olunduğu için Almanya'ya gerekli belgeleri almaya gitmiş. Ve %100 kusursuzluk belgesi alıp Avrupa'nın kapılarını ardına kadar açmış. Avrupa'nın "en iyi tasarımcı", katıldığı fuarlardan "En iyi tasarımcı şirket" ödülünü almış Türk. Bu sadece ödüllerinden bir kaçı... Googlenin Teknoloji başkasınından ödülünü alırken "Ben daha önce hiç böyle tasarım otomobil görmedim" lafını işitmiş insan. Araba tasarladığı kişilerden biri ise Kral Abdullah. Çok sayıda belge ve dökümana internetten ulaşabilirsiniz. Sadece ben değil salondaki herkesin hayran kaldığı ikinci kişi oldu bugün. Ve son olarak onunla ilgili aklımda kalan "başarının gerçek manası zorluklara karşı göğüs germektir."....
          Beni konuşması ile etkileyen işte bu mükemmel iki insan oldu. Sürç-i lisan ettiysem affola...

                                                                                                                        Melis ŞAHİN


21 Ekim 2014 Salı

Ne işiniz var?

Ben hep ne yaşatırsan yaşarsın mantığı ile yaşadım kendi hayatimi ve hep gördüm az çok yaptığım yanlışların bana daha büyük yanlış, yaptığım doğruların daha büyük mutluluk getirdiğini. Ve geçmişten ders almayi tercih ettim hep hatta daha temkinli olmayi. Insan bazen dönüp içine bakabilmeli, hayatini yaşadıklarını mukayese edebilmeli. Terbiyesiz olmamali hic bir zaman gercekci dobra olmali ama terbiyesiz asla. En önemlisi yüzsüz olmamalı insan. Yaşadıklarını bile bile tenezzül etmemeli yerdekine... Kim oldugu sıfatı hiç mühim degil. Ağızdan çıkan cumleler önemli. Beni uzenlerle bir olup kuyumu kazanlar... benim kötü günümde yanimda olmayanlar... Ne işiniz var hayatımda?

20 Ekim 2014 Pazartesi

Herkes olduğu yerde...

          Gecenlerde bir arkadaşla konuşuyorduk. Malum konu "ilişkilere" geldik. En uzun ilişkisi 8 ay sürmüş. Çok dikkatimi çekti peki "bu sekiz ay beraber olduğun kızı sevmedin mi?" dedim. "Sevdim ama aşık olmadım. Sevgiyle aşk apayrı. Herkesi sevebilirsin ama aşık oldugun zaman taparsın. Sevginin bir tık yukarısı da aşk oluyor bana göre dedi." aynen cümle bu. Sanki aklımdan geçenleri döküverdi birden... hemde  bir erkekten bunları duymak daha şaşırtıcıydı. hoşuma gitti.

          İnsan bazen sormak istiyor su erkeklere "taparcasına sevdiğiniz bir kadın" oldu mu? Ya siz gerçekten "aşık" oldunuz mu? Cevapların çoğu istisnasız "hayır" olacağından eminim. Cesaret edemiyorlar ya da cesaret edip batıp boğuluyorlar. Bazıları hoşlantıyı aşk sanıyor, en ufak bir kıpırtıda aa aşık oldum diyor. Ya söylesene kalbin gümbür gümbür çarpıyor mu? onu görmek sesini duymak... Bir şarkı, bir söz, bir resim onunla ilgili ne varsa aklına hücum edip deli edebiliyor mu seni? Bir erkek bunu yaşayabiliyor mu? Ve bir kadın sizde bütün kadınları yok edebilip silebiliyor mu, hem manen hem madden?

          Herkes olduğu yerde kalmalı. Aşk bu kadar kolayken bunu bile beceremiyorsak evet aşkın ardına saklanan, beraberinde gelecek o yükleri kaldıramaz bu bedenler...

                                                                                                                            Melis ŞAHİN

17 Ekim 2014 Cuma

Günümüzün ilişkileri...

        Artık su günümüzün "aşk"larından sıkılır oldum. Kim kiminle belli değil. Görsen herkes asık, herkes ölüyor birbirine ve kimse hiç ama hiç ayrılmayacak. Yalan!!! kulaklı kuyruklu yalan canım... Eski bir kız arkadaşım. Uzun süreli bir ilişkisi vardı, yaklaşık 4 yıla yakın. İlişkisi sırasında kanka deyip sevgilisine savunduğu çocukla sevgilisinden ayrıldıktan birkaç ay sonra bir ilişkiye başladılar ve evet evet o "muhteşem kanka" ile. Başka bir arkadaşım daha sevgilisi ile ayrılıyorlar ve o kişide malum "kanka" ile çıkmaya başlıyor. Neden bu hikayeler bu denli birbirlerine benzer. Evet millet bas bas sevgilisine karşı savunduğu malum kankalarıyla ilişkilerini farklı bir boyuta taşıyıp "sevgili" sıfatına sokuyorlar. Yazık !! Sevimsiz!!

        Bundan bir kaç gün önce arkadaşlarımla dışarıdayım, oturuyoruz. Bir çocuk önümüzden geçiyor sürekli. Kafamı kaldırdım, baktığını fark ettim hatta birkaç defa yakaladım. Sonra çocuk sevgilisi ile çıkageldi ne kadar acınası. Sen gel, geç, gezin, boy göster sevgilin yanında olunca sümsük ol :D  kızı uyarasım bile geldi...

        Millet hakkını veremiyorsa bu gönül işlerinin niye girer ki içine... gözün gönlün dışarda geziyorsa kendini birine bağlamak niye... Her yiğidin harcı değil sevmek. Gözünle, ruhunla, bedeninle sevemeyeceksen niye böyle bir başlangıç yaparsın ki... İnsan kendini tanımaz mı?

M.Ş


12 Ekim 2014 Pazar

bazen merak duygumun benliğimi aştığını benden bağımsız hareket ettiğini düşünüyorum sanki her merak uyandıran bir soru işaretinde benliğimden sıyrılıp benimle savaş içersine giriyor. her seferinde bu savaşı kazanan o oluyor. neden bilmiyorum her zaman bir hilesi var. bugüne kadar bir zararını görmedim aksine her defasında daha da büyüyor içimdeki, daha çok şey öğretiyor bana. Gerçekleri bir bir seriyor önüme . iyi ki var...

Melis ŞAHİN

1 Şubat 2013 Cuma

dinle.

bana neden karanlıkta oturduğumu sorma... dinle bak şarkı slov. buna keskin ışıklar yakışmaz şimdi, bu an'a karanlıklarda kaybolmak yaraşır. ya kal dinle benimle bunu ya da çık git odadan... bana denk olmayacaksa ruhun, kurduğum hayallere ahenkle yaklaşamazsın...

Melis ŞAHİN

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...