28 Kasım 2015 Cumartesi

..

Kendilerini ifşa etmemek için
Dökmezler çoğu sancılarını cümlelerine.
Bazıları yazamaz.
Bazıları söyleyemez.
Çıkmaz ağızdan bazen,
Güzel bir şarkının dillere dolanan o sözleri
Kalplerinde derin yaralar,
Gözlerde belli belirsiz bir buğu,
Aniden yüzlerinden geçen gölgeler...
Hiç öyle bir an'a denk geldin mi?
Lokmayı yutkunurken ansızın zorlandıklarını,
Gözlerinin uzaklara daldığını fark ettin mi?
Hani sen kahkalarına eşlik etmelerini beklerken,
Onların derin boşlukta kaybolduğu an'lar...
Birini hiç böyle görmedim, izlemedim.
istemem.
Uzak olsun benden.
Sebebi çok açık değil mi? 

Yazar Hatun

27 Kasım 2015 Cuma

susuş-VI

Buluşmak istedi
"40 yıl daha katalım bize" dedi
Gülümsedim.
Yorgunluğumu sessizliğinde dindireceğim biriydi o...
Sessizliğini dinleyecek bir insan aradın mı susuşlarını sevdiğin...
Seni herkesten her şeyden uzaklaştırıp mutlu edebilen...
belki bir dost... belki bir sevgili... belki kardeş...
Seni senden çok seven
Seni senden çok düşünen, iyiliğin için her şeyi yapabilen.
Yalansız gizsiz sırsız...
Herkes gitse bile o bırakmaz beni dediğin
O beni hep çok sever, huzuru bulabilirim dediğin...
Evet şu sıralar ondan arıyorum...
Ancak o sadece gözümde güzel bir dost
Yaşatamıyorum kalbimde
Yılmaz Güney'in öyküsünden bir kesit değil miydi bu?
"Yakın bulmak, sevmek demek değildir".
Bugün beni görünce parlayan gözlerine anlatacağım bu gerçeği.
Onu eskiden bir kere yapmış olduğum gibi sevmemi istedi
Zordu.
Kalbim berrak bir nehirken taştı, kendini aştı.
Denize karıştı, hırçın deniz oldu
Onu izleyen gökyüzüyle o sonsuz noktada buluştu.
Şimdi zorluğunu anlayabildiniz mi?

Yazar Hatun


Öğrenmeli İnsan

(Taslakta kayıtlı kalmış eski bir yazı)
Asılıyken gövdem ipe
kendi iskemlemi kendim ittireceğim.
herkes kötü zamanlar geçirir değil mi?
bazılarına senin kaldıramayacağın şeyler hafif gelebilir,
seni umursamazlar
zaten umursamıyorlardı, merak etme.
Okurken farklı birşey bekleme
senin zayıf bünyen kaya gibi ağır gelirken ruhuna
onlara rüzgar olup eser, geçip gider
Bu başkalarına göre küçük, bana göre dev acılar neler öğretti söyleyim mi sana?
Hiç kimseye sırtını yaslamayacaksın.
Herkes serçe parmağı ile tutar seni.
Sebebi ise gitmek istediğinde o elini çarçabuk çekebilmek için.
Koca bir uçurumsa yüreğin daha çok itmek isterler seni sana,
İçindeki kara dehlizde kaybol git diye.
Sen iki elin birbirine kenetlenmiş hali olmak isterken
onlar sana sırtlarını dönerler
ilgileniyormuş gibi, seviyormuş gibi, biricikmişsin gibi davranırlar
Arada birkaç gün oynar bir kavgada seni sevmediğini anlarsın
Sen sırf sevdiğin için devam etmek istersin
sevdiğin için yanında olacağını sanırsın
Bir insan sevdiği için her daim dağ gibi yanında dururken
Benim miş'liler kaçar gider.
İster ailenden biri, ister deli gibi sevdiğin sevgilin, hatta sıkı dostun bile...
yabancıdır işte.
kendi boşluğunda yaşamayı öğrenmeli insan...

YazarHatun


23 Kasım 2015 Pazartesi

susuş-V

parmaklarım tuşlarda gezinirken
girdi odaya
sıfatsız bu insana bazen hayranım
Türk kahvesini ne kadar sevdiğimi bilir
kendisi sevmese de bana eşlik etmeyi sever
her bir fincan başına da bir 40 yıl biçer...
güzel insan...
hayatımdan kesitleri kendine feyz almaya başladı
hayatımdaki minik detayları seviyor...
bakış açımı kattım ona...
kafasını uzattı,
omzumdan ekrana bakıyor
"yine ne yazıyorsun?" dedi
"ben'i yazıyorum." dedim
Parmaklarımdan dökülen
farklı ben'leri...
Sadece senin değil,
başka insanlarında kendilerince feyz aldığı
ben'leri yazıyorum buraya...
Ama sen bilmiyorsun, bilmeyeceksin...
Aniden sarıldı bana
Rahatsız etti birden beni...
Fark etmese de (yine)
Bana hatırlatmayı başarıyordu işte...

Yazar Hatun




22 Kasım 2015 Pazar

gülüyorum

Hayatın yoğunluğu, işlerinin çokluğu
Son sınıf öğrencisi olmanın verdiği o telaşla
Saçma sapan insanlarla uğraşmak zor geliyor bana
İnsanlar sıfatları, nereden oldukları mühim değil hatta
Dıdının dıdısının dıdısı... olma şerefine erişenler bile
Çenelerini kapatma konusunda
Pek başarılı değiller maalesef
Herkes ya boşluktan saracak yer arıyor
Ya da bir kuyruk acısı var...
Milletin ağzı torba değil büzülmüyor
Onlar ki bazen avaz avaz, bazen de sinsi sinsi sövüp estiriyor
Estirin bre süslüler estirin bre kendini beğenmiş sürtükler
Ağzı olan konuşuyor işte
Bazen ne giymişim diye süzüyor,
Ne söylüyorum onu dinliyor
Bazen ben gibi davranmak istiyor,
Benim yerime geçmek istiyor
Bunu deneyen zat-ı muhteremlere sormak isterim
herkes bir mi cicim?
Ortam kuklası olmuş millet
Nerede gezelim neyin dedikodusunu edelim
Daha orjinal nasıl olabiliriz
Kimi taklit edelim
yemezler gülüm
yemezler bebeğim
Her insana her laf, her söz yakışmaz
Duruş bakış bahane
Düşer bir gün yüzüne taktığın maske
Arkadaşım canım cicim bir yere kadar
Omzuma dokunan el bile döker içinizi yerlere...
Biraz daha ciddileşeyim mi?
Yoruldum sizlerden
Benim yerime geçme derdinizden
Kimse ben olmaz bilirim
Dokunduğum hiç bir hayattan silinmez izim
İsmim, cismim, şeklim
Beni ben yapan şeylere hiç gelmeyelim
Çok doğalım bilen bilir
Ben sadece gülüp geçerim
Ey arkadaş bildiklerim
Neden böylesiniz azizim?
Nedir kuzum derdiniz?
Paylaşamadığınız nedir?
Anlaşmak dost olmak varken kuyu kazmak niye?
22 yaşındayım ve sıkıldım bunca salaklıktan.
Çoook banal bir yazı olmuş değil mi?
bazıları için evet bazıları için hayır
Ama bazılarına şarttı üzgünüm
millet görsün, okusun ve sussun diye.
eee şarttı ama.

Yazar Hatun

20 Kasım 2015 Cuma

susuş-IV

...

El Tango de Roxanne açtı
Işığı kapattı
Elimi tuttu ve kaldırdı ayağa
Belimdeki kıvrımları sahiplendi usulca
Biliyorum içten içe Roxanne diye haykırıyordu...
Kulağıma fısıldadı 
"Gözlerini kapa ve farz et ki,
senin o çok istediğin parlak avizeli geniş salonların birindeyiz."
Kapadım gözlerimi...
"Üzerinde kırmızı bir elbise var,
bütün salon bizi izliyor, 
bitince biliyoruz ki alkışlar kopacak..."
bu tasvire nasıl kaptırmam kendimi
ayaklarımız ahenkle müziğe uyum sağladı
Kalp atışlarımın hızlandığını hissettim
Heyecan doruğa yaklaştı...
Dans; Aşk demekse,
Tango; Tutku demek...
Bir hakimiyet, bir devrin doğuşu
Ve kabul ettiğim tek teslimiyet
Bendeki Aşk'a boyun eğiş...
Nasıl hayır derim bir erkeğin kollarından
bütün yıldızlara uzanmayı
Ben nasıl hayır derim 
bir erkeğin kalbine dokunup 
kanında dolaşmayı...
Deja Vu olmak imkansız
ve son fısıldayışında
"Sen benim en değerli hazinemsin"
Bedenimin hızla soğuduğunu
Gözlerimin aniden dolduğunu ve
Ona nasıl nefretle baktığımı unutmayacağım
...

Yazar Hatun

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...