23 Eylül 2017 Cumartesi

Canınızı tırnaklarını bastıra bastıra acıttıkları oldu mu
Yorgunluğunuza derman olacak bir çift kol ararken
Sizi yol kenarına elleriyle sert bir şekilde ittirdiler mi?
Söylemek istediğiniz onlarca söz varken
Boğazına sırf kalpkeri kırılmasın diye demedikleriniz
Ya da sevginizi belli etmek isterken sustuğunuz zamanlarınız
Bugün yine boşluktayım arkadaş
senin gibi ağlıyorum yine
senin gibi sövüyorum hayatıma
insanlar yaptıklarını göremeyecek kadar acımasızlar
seni ne hale soktuklarını umursamayacak kadar vicdansız
ve her gönülkapını açtığını seni suclar
parmaklarını kalbine doğrulta doğrulta
her sabah ölmeyi hesap ederek uyanırsın
adım atmadan sokağa günün kötü başlar
ya birileri laf eder ya da birşeyler duyarsın
adım atarsın dışarı sokaktaki kedi bile ters
şerefsizin biri gelir laf atar tanımazsın etmezsin
otobüse el kaldırırsın görmemezlikten gelir basar gider
herkes kendini nimetten sayar herkesin hayatı mühimdir
Ama senin ki hariç
Canlarını mı sıktın boşverir geçer insanlar
Çok mu severlerdi artık umrumda değilsin olur hem sözle hem davranışla
anlarsın işte çok sevmenin iş görmediğini herkesin senin dengin olmadığını
bu kafayla gidersen kimsenin senin dengin olamayacağını
Sen sevmenin mühim olduğu zamanda doğmuşsun
nasıl olmuşsa buraya düşmüşsün...
İnsanlar onlara iyiken iyiler
Kimse senin kötü halini düşünmez
Kimse kötü halinde destek olmak istemez bu günlerde geçer demez
Sadece kötü halinde gösterdğine istinaeden seni yargılarlar
çok yoruldum
ben her gün biraz daha ölüme yaklaşırken
siz insanoğlu hiç mi yorulmadınız bu kadar kırmaktan üzmekten
ölürsem bunun sorumlusu bir sürü insna bırakıcam geri de biliyorum.
Canım bu kadar acırken sizi affetmiyorum affetmiyorum !!

3 Eylül 2017 Pazar

O

Ben kışın bıçak gibi kesen soğuğunda
gecenin bir yarısı tuttuğum o elleri özledim
otogarın penceresinden titreyerek dısarıyı seyredip
susup karanlığa kendimi bıraktığım geceleri özledim
ayaklarım yürüyemez hale gelene kadar sessiz sokaklarda dolanıp
kosarak girdiğim yatağımda onu hayal ederek uyumayı özledim
onunla üşüyüp onunla ısınmak
varlığıyla düşüncesiyle ruhuyla bir olmak...
masumiyet denilen olgunun çara çura harcandığı şu günlerde
yabanilerin sokağında tek başına duran çocuktu o
ayakları müziğin ritmine kapıldığı o akşam onu buldum ben
ismini koyamadığım hislerin her daim peşine düşen o kız ben..
hissiyatın dili; benim ise geçmiş ya da gelecek olgum yok...
an'a dalmayı an'da yaşamayı düşüncesizse konuşmayı onunla sevdim ben
dilimden çıkan cümleleri harap etmedi
bana taşıdığı en ufak bir duyguyu
bir kızgınlık damlası olsa bile yalana bulamadı
teşekkür ederim

gecenin dört buçuğunda dilime nerden gelir,
elimde nasıl şekillenir cümleler?
unutmuştum, şimdi hatırladım.
Şimdi İstanbul serindir gecenin bu saatlerinde
Küsmüş ben gibi soğuk
Antalya deli gibi sıcak
Ya deli gibi sevişmiş veyahut ağlamaktan yüzü kıpkırmızı
onunla ağlamayı özledim
onunla gülmeyi
bunları uzaktaki tek yakın olarak değil
gözlerinin içine bakarak yaşamayı özledim
kelimelerimiz susar bazen
cümleler dökülmez kalpten
bazen suskunluğumu sever
Suskun olduğum vakitlerde yüzümü çevirdiğimde karşımda belirdiği için
Ölüm isterken ruhum,
Tutup onu gökkuşağına çaldığı için
Bembeyaz karlarda içimdeki masumu hatırlattığı için
Teşekkür ederim...
Harcadığı kalbi,
Biriktirdiği yolları,
Bana döktüğü dilleri için
Minnettarım...
Bana huzurun kıymetini
Bir gülümsemenin bin yürek ısıtabileceği gösterdi.
Bilirim aramıza yollar, insanlar, sebepler girse de
Kapını çaldığımda bulacağım tek masum o...
İşte bu gece bu yüzden ömrümü emanet ediyorum.
...

YazarHATUN

27 Ağustos 2017 Pazar

İkili

Bazen susarsınız
Susarsınız çünkü sessizliğinizin büyüklüğünü ölçmek isterseniz,
susarsınız çünkü sessizliğinize koşup gelenleri görmek ister gözleriniz...
Susuş, şimdi dopdolu bir bedende kısık bir isyan
susuşlar ki hiç dile dökülmeyenleri bağıra çağıra anlatmaktır...

sürekli kağıtlara bir şeyler yazıp çizerken görüyorum kendimi
anlatıyorum başkalarına kağıtlarla kendimi
bazen tasvir ediyorum yüzümü
gösteriyorum hislerimi yüzümde, gözlerimde;
bazen öyle bir susuş ki hislerimde,
bir kelime yazıyor ellerim tek bir kağıda
bir kelime ki her şeyim oluyor yoklukta...

Yoruldum dile döktüklerimin ağırlığında ezilmekten
Bir beden, bir kelime, bin his...
Payidar kalacağını sandıklarımın,
Akıp gidişini hissediyorum kalbimden
Yoruldum diğerlerinden
İşte sırf bu yüzden yalnızlığın parlak yüzünü tercih ediyorum...
Hayatta yalnız, hayallerde yalnızlık, kalabalıklarda yalnız
işte bu yüzden iki yüzüm var.
Dilimin durmadığı hiç susmadığı herkesin bildiğini anlatıp döken;
Öyle biri var ki içimde kimsenin bilmediğini, hissettmediğini, yaşamadığını;
Bilen, hisseden ve gören...

Bir duvar ki kalın,
Herkesi sokmam kalbime;
Bir duvar ki belli belirsiz,
Bazıları ha var ha yok...

YazarHATUN



16 Ağustos 2017 Çarşamba

Yavaştan

Bazen derinden hissedilenleri
yavaş yavaş yaşamayı tercih edersiniz
bitmeyen bir ömür varcasına
ölseniz bile yeniden doğarcasına
bu his mi?
Çok güzel...
Öyle ki, sıcak kumlardan serin sulara
buz gibi havada büründüğün, seni sımsıkı saran bir çift kola
en keyifsiz anında neşelendiren tatlı bir söze benzer
Deli gibi özlemini çektiğin
Kaybettiğini sandığın hatta bir daha bulamayacağını korktuğun o his varya
işte şimdi orada o noktada onun için varım
kaybettim sandığımı buldum
şimdi yavaşça yaşıyorum
yudum yudum içiyorum
karıştırıyorum kanıma her bir zerresini...
Kim duyar kim bilebilir ki
Bir anın bir yerin bir tarihin her şeyi değiştirebileceğini
basamaklarını koşturtarak çıkartan o his var ya...
Hayatın hayalin geleceğin ta kendisi
Kim hissedebilirdi ki...
Peki cesaretimiz olmadığı için mi yarıda kesilir başlangıçlar?
Sevincin bütün adımları yarı yolda mı kalır?
Cesaretim var.
Neye, neden, neleri göze aldığımı bilmeden
Ben gidiyorum koşar adım
bazen ara sokaklara saklanıyorum ki fark etmesin beni...
hissediyor kalbim yavaşça
artık kaybedebileceğim bir şeyim yok...
acele etmiyorum belli belirsiz korkulara ayak uydurupta...
Ruhumu yanında hissediyorum
Bazen sırtına dolamışım kollarımı
dinliyorum deli gibi...
diyorum sonra Sen konuş sen söyle
Bazen koymuşum kafamı sol yanına
Geleceğe açılan bir saat misali tiktaklarını dinliyorum can'ının
Sen gül, gül ki açılsın gölge dolu yüzün
dağılsın kara bulutlar
Gülmek istediğin zaman
Gül yüzünü göstermek istediğinde ben buradayım...
Kalbim bembeyaz..


YazarHATUN

3 Ağustos 2017 Perşembe

koş...

soluk soluğa kaldığım bir yolun başındayım
çok koştum oraya gelebilmek için
çok yoruldum kaybolurken defalarca
aşk mı?
aşk bu yolun yardımcısıydı
koyulan hedefler bazen bir durak
bazense az soluklu bir mola
hayallerimdi asolan.
koşarken gördüğüm silik suretlerden tutun da
durup sarıldıklarım bile el verip, yol gösterdiler
kaybolduğum her anlarda birine ihtiyacım oldu
bazen ufak kaçamaklarımın sebebiydi onlar,
yolumdan caydırıcı olsa da bazıları
onlar bana gerçeklerimi hatırlattılar
Önümde iskambil kağıdı gibi teker teker dağılıp, açılan kapılarım var
arkamdan cesaretlendiren sert bir rüzgar
akıp gidiyorum kumlar bazen siyah yollar üzerinde
işte şimdi soluklanıp size bunları yazıyorum
yolun ortasına dikildiğim anda açılacak kapılarım
biliyorum.
çekiyorum ellerimi kağıdın kalemin üzerinden
koşmaya gidiyorum...

#YazarHATUN


5 Temmuz 2017 Çarşamba

herkes farklı...

her insan gibi kendime özgü ve diğerlerine göre farklı olmayı seviyorum.
bir müziğin beni insanlara bağlamasını,
bir fotoğrafın, resmin ya da bir tablonun yeni ufuklar açmasını,
bir dansın düşüncelerimi yansıtmasını hatta yeni başlangıçlar doğurmasını,
bir kelimenin, cümlenin kazındığı zihinlerin varlığını,
yazılarımdan etkilenmiş binlerce sözler ve paragraflar olmasını seviyorum.

çünkü bu düzen ki benim kurduğum;
bu sistemin görüntüde kibar,
ancak manada derin getirileri,
benim için ise büyük kazanımlarıydı...

biliyorum ki hiç kimse dinlediğim müzikleri,
benim dinlediğim hassasiyetle dinleyemez.
bir fotoğrafa benim baktığım derinlikte inceleyemez.
Kimse benim gibi dans edemez hissederek,
duygularını bütün bedenine nüfus ettirip, dansla ahenkle sevişerek...
kimse benim yaşadıklarımı bilse de benim gibi dökemez yazıya.
cümlelerim, kelimelerim sadece beni en derinden yaralar,
etrafımdaki leşlerime rağmen...
ve bilirim etrafımda kurulan cümleleri,
cümlelerin dizilişini,
paragrafların sıralanışından tutun da, kullanılan kelimelere kadar...
hangi yazımın, ne kadar okunduğunu bilirim.
Büyüklenmelerim yoktur benim
herkes kendi nezdinde benzersizdir...

YazarHATUN

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...