16 Haziran 2021 Çarşamba

Bu şarkı...

Bir günü bitirmenin şerefine,
Karanlıkta oturup baş başa içilecek bir kadeh şarap hatırına,
Kalbine sindire sindire dinle.
Etrafımızdaki mumların sarı ışığıyla,
Birbirimizi daha iyi görmek adına,
Büyüyecek göz bebeklerimizin karanlık şerefine defalarca dinle bu şarkıyı...
Karışırken kısık seslerimiz geceye,
Bile isteye saklayacağız mahremiyeti mum ışığında...
Sen ki bile isteye daha iyi duymak için yaklaşacaksın bana karış karış,
Sadece karışmak için ruhuma...
Sonra yavaşça gömeceksin kafanı boynuma,
Duyumsamak isteyeceksin kokumu çünkü
Sen bende tek olmak istersin, değil mi?
Senin olanı hissederek ruhunda katmerlemek...
Ve sen 'çocuk' hayatta kaybetmekten korkarken kaybetmek için çabalarsın.
Gidişi görmek sana acı verse de sorun olmaz.
Çünkü sen bir zamanlar yalnız kadının yalnız adamıydın.
Öyle değil mi?

#YazarHATUN

8 Haziran 2021 Salı

Bilir

Gözler görmese de, kulaklar duymasa da ruh anlar, hisseder.
Bir yalanın kendini nasıl yaralayacağını,
Nasıl geri dönülmez yollara sokacağını ruh bilir.
Ansızın kuşkuya düşer ruh.
Artık bitmiştir her şey.

Yalanlarınızla kandırmaya çalıştığınız ruhlar;
Onlardan çalıp başkalarına verdiğiniz vakitten,
Dış kapının dış mandalına sunup onlara vermediğiniz şefkatten,
Herkese efor sarf edip onlara sunmadığınız ilgiden,
Başkalarına çözümler sunarken onlara sunduğunuz bahanelerden,
Kandırdığınızı sanıp sadece kendinizi inandırdığınız yalanlardan,
Hani pembesinden, beyazından tutun da siyahına kadar renkler verip kendinizi oyaladığınız cinsten…
Kat be kat daha kıymetliler…

Sakladığınızı sanmaya devam edin.
Hayat koca bir döngüden ibaret yaşattıklarını yaşayacaksınız,
Hiç şüphesiz pişman olacaksınız...
Hayatınızda rast gitmeyen şeyler olduğunda,
Es verip geriye dönüp bir bakın,
Kimden ah aldım.
Dil söylemez, ruhlar ah eder.

O çöp ağzınız bir kapansın!
Vicdanınızı rahat ettirmek adına kendinize de yalanlar söyleyip durmayın.
Asla işe yaramayacak.
Çünkü bu kendine saygısı olmayanların başkalarına yaptığı saygısızlık!
Üzülmelisiniz kaybettiğiniz
Sıcak bir kalp,
Masum bir güven,
Derin bir inanç için…
Ancak ben asla canımı yakan birinin, canının yanmasına üzülmedim.
Bu gördüğünüz “sizin eseriniz”

#YazarHATUN

25 Mayıs 2021 Salı

Yalnız Gözlerimiz

Milyonlarca kez seviştik seninle,
Milyonlarca kere hem fikirdik her bakışımızda birbirimize,
Ve emindik baktığımız o gözlerden en derine indiğimize…

Her gece sarıldı bedenlerimiz birbirlerine,
Kalplerimiz aynı ritimden bir şarkı tutturdu kendilerince bize benzer…
Biz bilmesek de bildi ruhlar.

Bilmedi ötekimiz, her gece bedenini diğer yarısı ile paylaştığını…
İnlemeleri ruhlarımız duydu biz duymadık.
İsimlerimizi zikrettik birbirimize nefes nefese,
Yine birbirimizden habersiz yakarken ruhlarımız birbirlerini gün ağarırken.
Duymadı kulaklar dökülen hem şefkate hem şehvete bulanıp birbiri içinde çözülmüş cümleleri…
Ve defalarca fısıldadık birbirimize ne kadar çok sevdiğimizi,
En büyük sırrı belki de en samimi yemini söylercesine…

Ve biz her gece birbirinden uzak iki ayrı beden olarak yine birlikte uyuduk.
Sen ki rüyalarında, kırmızının siyaha bulanmış alacalı vakitlerinde,
Bu hayattaki en sıcak beyazlıkla ılık ılık akarken kasıklarıma, büyük bir savaşı kazanmış kahramandın…
En nihayetinde terli bedenlerimizi bıraktık yatağımızda,
Her sabah bu dünyaya “yalnız gözlerimiz”i açarken…

Günün en yoğun vakitlerinde aniden “yalnız gözlerimiz” daldı boşluğa,
Hayallerimizin mavili beyazlı coşkulu yerlerinde defalarca özlem giderdik geceyi beklemeden…
Yine görmedi gözlerimiz birbirlerini.
Sen orada sarıldın bana, çepeçevre sardı aşkın bedenimi;
“Kadınım” dedin, işledi içime fısıltın;
Bir kadına ait olan erkeğin, hissettiği haklı gururunu hissettirdin…
Bir dize döküldü dudaklarından, bir kez daha bildim yönümü.
Tüm kapılar sana açılsın diye yollarımı bir etmiş bir adam vardı karşımda.
Sen orada bana baktın, gördüm kendimi en derininde…  

Gün bitti.
Yine pamuk şeker tadında pembe hayallere dalmaya söz vererek,
Yumduk “yalnız gözlerimiz”i geceye.
Yine birbirimizden habersiz...

YazarHATUN

2 Aralık 2020 Çarşamba

parça'm - II

Elimi avuçlarından alırken, bir parçamı onda bıraktım.
Beni "buz gibi soğuk" hatırlasın istedim.
Şöyle Söylemişti:
"Sevgilim ya da eşim olsan, o soğukluğu bütün gün izlerdim..."
Evet evet tam olarak böyle hatırlasın istedim.
Avuçlarını birbirine her bastırdığında soğuksa elleri bilhassa beni hatırlasın,
Ondan bıraktığım parçayı hissetsin istedim.
Soğuk olan her şeyi, soğuk hissettiği her an'ı benimle bağdaştırsın istedim.
Gördüğü tüm sıcak yanlarımı silsin kafasından,
Sadece "soğuktu, beni çok üşüttü." desin istedim.
Son kez gülerek baktım, zamanında parmaklarımla yavaşça gezindiğim yüzüne...
Ama son kez soğuk tarafımı verdim ona.
Bana ait her şeyi silsin istedim, sıcak olan gülüşümü bile.

Ben kim miyim?
:Sadece Soğuk Kadın!

YazarHATUN

1 Aralık 2020 Salı

parça'm

Bir parçam kaldı sende...
Bir parçamı bıraktım avuçlarına bir kez daha...
Kalbimi bıraktım belki de, benden habersiz yeşeren umutlarımı...
Doğmamış çocuğumu bıraktım sana.
Bir fısıltımı bıraktım içinde isminin olduğu...
Bir damla da gözyaşımı akıttım,
Ruhum bas bas bağırırken dışarıda can bulan bir damla yaş...
Şimdi parmaklarım döküyor sana ait ne varsa...
Hissediyorum hissetmemek adına direndiğim ne varsa hücum ediyorlar bedenimden dışarıya...
Titriyorum,
Yalnız vaad edilmiş bir sarılmanın verdiği bir titreme değil bu;
Aksine yağan yağmurun altında tek başına üşümek bu...
Söylüyorum ruhuna... konuşuyorum ruhunla.
Sen bilmesen de duyuyor beni...
Diğerleri gibi olmalıydın sende, diğerlerini bırakıp geçtiğim yerde kalmalıydın.
Gönlüm el vermedi her bıraktığım da tuttum seni.
Onların yanına koydum da, her koyduğum anda çekti aldı ellerim...
Bitmeyecek ruhundan ruhuma işlenen yoğunluk...
Devam ediyor.
Daha iyi olabilmek adına durduk.
Ancak her gün sayıklıyor ruhum.
Sen bana aitsin, bende sana.
Sabret.

YazarHATUN

6 Kasım 2020 Cuma

Masum

Içimdeki masum haykırıyordu ona,
O ise bana sağır,
Yalnızca kendi konuştuklarını duyuyordu.
Gözümün içine baktığında içimi görmüyordu,
Sadece bir çift kahverengi göz vardı karşısında…
Ona adım adım yaklaşırken,
Üzerimdeki soğuk kadın örtüsü, yavaş yavaş aşağıya doğru kayıp gidiyordu.
Önce gözlerimi emanet etmiştim gözlerine,
Varmam gereken hedefi hatırlatandı onunkiler,
Karanlıkta bana yol gösteren.
Çırılçıplak kaldım.
En nihayetinde bu yol bunu gerektiriyordu.
Bedenim kimseye boyun eğmemeye hep yeminli

Ruhum diz çöküp bileklerini ona uzatmıştı çoktan
Başı önde, örtmüş saçları yüzünü, omuzlarını onun çok sevdiği boynunu
İnceden ağlıyordu…

Bedenim geçip giderken, sürükleniyordu içindeki ruh, haykırıyordu…
Çığlıkları yalnızca benim kulağımda…
Onun ruhu da duymuyordu…

Ben ruhumu emanet etmiştim ona,
Elleriyle ölüsünü teslim etti bana...

YazarHATUN


Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...