12 Mart 2016 Cumartesi

Aydınlığa...

Bir küçük kız koştu yamaca,
Elinde rengarenk balonlar.
Kaldırdı kafasını batan güneşe
Vurdu güzel yüzüne terk eden güneşin son ışıkları.
Arkasında ona yaklaşan bir adam
Umutla döndü adama, baktı. 
masumiyetle parıldıyordu kızın gözleri
ona yürümeye başladı yavaşça
sonra birden koşmaya...
Durdu birden karşısında 
Uzattı elini adama,
Yüzü güldü adamın birden.
Aniden çekti küçük kızı, sarıldı sımsıkı...
Güneş son kez bu denli parıldadı.
Teker teker saldı balonları gökyüzüne,  
terk edip giden hayalleri gibiydi hepsi de...
O küçük büyümeye başladı hızla.
Büyüdükçe kız, battı güneş,
Yağmur çiselemeye başladı.
O küçük kız artık bir kadındı;
Koca yürekli küçük kadın...
Gök gürlemeye başladı.
Hızla çarpan yürekleri gibi...
Şimşekler çarpmaya başladı, kızgın...
Yağmur hızlandıkça adam daha sıkı sarılmaya başlamıştı.
Bir süre sonra dayanacak gücü kalmamış, 
kolları koca yürekli küçük kadını bırakmaya başlamıştı yavaştan.
Yağmur eşlik etti kadının sicim gibi inen gözyaşlarına.
Çarpıyordu ruhuna saplanıyordu bıçak gibi her bir damla
Etraf zifiri karanlık
*sonsuz*luğa bıraktı kadın kendini
derin, acılı bir uyku...
_____________________________***________________________________

Sonsuz sanılan uykunun son'uydu artık.
Açtığında gözlerini yapayalnızdı şimdi.
Islak zemin, karışmış saçları ve yorgun yüzü...
Neredeydi masumiyeti?
Karanlık boşluktan ibaretmiş aydınlık son'suz
Uzaktan gelen güleç yüzlü bir adam gördü.
Her adım atışında dağıldı bulutlar
Açıldı gökyüzü, 
Güneş uzun zamandır ilk kez bu denli parladı.
Oturdu yanına kadının, inceledi yüzünü.
Kadının gözleriyse güneşte idi
Ne hasretti bu güneşe duyduğu...
Sonra baktı adamın gözlerine
Gördüğü huzurdu
Gülüşü masumdu
Daha derin baktı gözlerine..
Adamın gördüğü ise cesaretti
Belki *sonsuz* okyanus,
belki karanlık bir dehliz.
Kadın anlattı gözleriyle, gösterdi yaralarını
Ve dokundu adamın kalbine...
Sahibi, sebebi, her şeyi olmak istediği tek yerdi orası
Orası öyle bir yerdi ki; 
Mutlak *sonsuz*luğundan daha büyüktü...
okşadı kadının saclarını
Döktü karanlığı, saçtı acıları orta yere
Uzandı usulca yanına, dayadı başını kadının yüreğine
Dinledi onu...
Sarıldı.
Yine küçük bir kızdı kollarında,
Her sarıldığında...
Sarıldıkça açtı çiçekler...
Bazen beyaz masum Yasemin, 
Bazen sarı narin Nergis, 
Bazense zarif bir Şebboy...
Yar oldu yaraları sardı,
Can oldu kalbinin içinde...
Her şey'i oldu...
Bir gün kadın fısıldadı adamın yüreğine:
"Beni hep sevebilir misin?"
Adam ise ...
"Evet"...


Yazar Hatun







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...