1 Nisan 2016 Cuma

(Taslaklardan fırlayan bir yazı)

Bir şarkı size ruhunuzu yazdırabilir mi?
Sizi on dokuz yaşında, ruhu taptaze bir kız yapabilir mi?
Masumca sevdirebilir mi yine birini?
İllaki o uçurumdan atılmak mı gerekliydi?
Aynaya baktığında değişmemiş suretime sevinmeli,
Ancak yorulmuş ruhuma her sabah, 
İstisnasız her sabah üzülmeli miyim böyle?
Ne güzel söylüyor laz kızı,
Ne güzel götürüyor beni yüzyıllar öncesine...
Kalbimin kapısını çalıyor önce,
Cevap yok, biliyor açılmayacak.
Sonra yumrukluyor, tırnakları ile çiziyor yüreğimi...
Açmam.
Yine ağlayamam.
Kendimi bulduğum kayalıkların,
Çakıl taşlarının üzerinden izliyorum güneşimi.
Biraz rahatsız ama çok huzurlu. 
Hızla giden bir otobüsün içersindeyim,
Gidiyorum denizin kıyısından.
Ve gittim sayısını bilmediğim kadar...
Gide gele büyüdü ruhum, köreldi masumiyetim...
Ben adım attığımda yağmurunu kesen,
Güneşini açan şehir,
Artık düşman bana...

'Yazar HATUN'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...