Bir gün bir nergis koklayın, açık sarı...
Bir adam sevin günün birinde, ansızın...
Dokunsun kalbinize.
Arındırsın ruhunuzdaki pası, kiri...
Sonra dokunsun dudaklarınıza,
Dokunsun bedeninize.
Böyle bir erkeğin "Her Şey"i olma sevincini yaşayın
İçinizden gizlice
Ruhunuzdaki en güzel odaya kurulsun asilce
Bilin ki kuşkusuz, sualsiz o odada sizi bekleyen
Naif bir erkek var.
Her daim sizi incitmekten korkan...
Arada gidin çalın kapısını usulca...
Gülümseyerek açsın kapısını size
Ve konuk etsin içeri,
Boğsun sevgiye.
Böyle bir erkek sevin işte,
Ruhunun derinliklerinde özünüzü bulduğunuz...
Bilin ki o sizin en kıymetli hazineniz...
(Açık sarı bir nergisin kokusunda bulduğum sevgilime...)
Yazar Hatun
19 Şubat 2016 Cuma
8 Şubat 2016 Pazartesi
nerdeyim?
Bugünlerde kendi kendime konuştuğumu
Ama yazamadığımı fark ettim
Kendime anlatıyorum düşüncelerimi
Bir bakıyorum unutuvermişim
Kafamda birikmiş milyonlarca konu, insan, acı
İfade edilmesi gereken milyonlarca söz varken
Susar olmuşum herkese
Beni duraklatan bir güç var sanki
İlhamımı almış benden.
Korkarak yazıyorum bugünlerde
Yanlış anlaşılmaktan korkarak,
Kendimden korkarak...
Bir yol düşün bütün çukurlarına tümseklerine rağmen üstüne asfalt atılmış.
Eğri büğrü bir yol.
Onun altındaki boşluklardan ibaret ruhum.
Dolsun diye dua ettiğim
Herkesin görmediği çamur kalıntıları var çukurlarımda
İnsanlar; umursamazlar, hissizler.
Susarsın; anlamayacaklarını bildiğin için hepsine susarsın.
Kim en yakının?
O biliyor mu içini?
Hayır dediğini duyuyorum.
Evet haklısın.
Bilmiyorlar, çünkü anlamıyorlar.
"Sebepsiz" ağlayışlarım var.
Evet adı "sebepsiz"
Ama içinde neler taşıyor neler yaşıyor o "sebepsiz"?
Ben bile habersiz.
Sormayın, söyleyemem.
Bir insan bilmediği bir şeyi nasıl söyler...
Bazen kurcalarsın çukurlarını.
Bulursun anlatacak iki üç kelimenle kendince bir derdin.
Herkes sağır olur birden sana...
Bir bakarsın başkalarının seslerinde, bağırmalarında, çığlıklarında kaybolup gitmişsin.
O başkası sende olabilirsin...
Soruyorum sana ey hatun sen sen'de nerdesin?
Ama yazamadığımı fark ettim
Kendime anlatıyorum düşüncelerimi
Bir bakıyorum unutuvermişim
Kafamda birikmiş milyonlarca konu, insan, acı
İfade edilmesi gereken milyonlarca söz varken
Susar olmuşum herkese
Beni duraklatan bir güç var sanki
İlhamımı almış benden.
Korkarak yazıyorum bugünlerde
Yanlış anlaşılmaktan korkarak,
Kendimden korkarak...
Bir yol düşün bütün çukurlarına tümseklerine rağmen üstüne asfalt atılmış.
Eğri büğrü bir yol.
Onun altındaki boşluklardan ibaret ruhum.
Dolsun diye dua ettiğim
Herkesin görmediği çamur kalıntıları var çukurlarımda
İnsanlar; umursamazlar, hissizler.
Susarsın; anlamayacaklarını bildiğin için hepsine susarsın.
Kim en yakının?
O biliyor mu içini?
Hayır dediğini duyuyorum.
Evet haklısın.
Bilmiyorlar, çünkü anlamıyorlar.
"Sebepsiz" ağlayışlarım var.
Evet adı "sebepsiz"
Ama içinde neler taşıyor neler yaşıyor o "sebepsiz"?
Ben bile habersiz.
Sormayın, söyleyemem.
Bir insan bilmediği bir şeyi nasıl söyler...
Bazen kurcalarsın çukurlarını.
Bulursun anlatacak iki üç kelimenle kendince bir derdin.
Herkes sağır olur birden sana...
Bir bakarsın başkalarının seslerinde, bağırmalarında, çığlıklarında kaybolup gitmişsin.
O başkası sende olabilirsin...
Soruyorum sana ey hatun sen sen'de nerdesin?
Etiketler:
ben,
benlik,
düşünce,
hayat,
melisyazar,
ruh,
sen,
soru,
yazarhatun
30 Ocak 2016 Cumartesi
.......
30.01.2016
Ne anlamı var ki bu devirde kalbini bir yola koymanın değil mi? Kim senin için savaşabilecek kadar yürekli ki... Kim sabırlı, hem mutluluğa hem mutsuzluğa hazır... Kilometrelerce uzakta seninle uyanacak, seninle uyuyacak birisi var mı şu kara parçası üzerinde? Tek kelime "YOK". Her seferinde aynı şeyi gördüm deli seversin bazen dengesizliğe vurur. "Tut" dersin... "Tut beni. Gitmek istersem tut, susmak istersem izin verme. Susarsam kaybolurum benliğimde." Ne önemi var ki... Elini sımsıkı tutan, seni seven, seni iyiki'si yapan biri bile bırakıp gidebilir. Hani derler ya "Bir erkek, bir kadın için ağlıyorsa kimse o kadını öyle sevmeyecektir." Emin misiniz? Nerede o gözyaşı dökenler, nerede deli gibi ağladıklarımız? Bir kere sarılmak için öldüklerimiz nerede şimdi? Çok sevenin bahanesi olmazmış. Beni bahanelere boğdukları zaman tekrar tekrar anladım. İçindeki dipsiz kuyuda ben boğuluyorum bu gece. Senin için yola koyulduğumda sırtımı sana yaslayacağımı, gözlerimden akan her bir damlayı sileceğini ya da bu denli tutkuyla öpebileceğini bilmiyordum. Gördüklerimle mantıksızlığımın arttığını, duygularıma boğulduğumu hatta battığımı hissettim, seve seve... Mektubunu kaçıncı okuyuşum bilmiyorum bile... "Biz yeter ki isteyelim başaramayacağımız engel yok" diyen... Bu sınavda kaldık sanırım. Hani -bana bir kalp yakın, bir beden kadar içimde-ydin. Peki neredesin? Kalbimin çıkmaz sokaklarında bedenimin kuytu köşelerindeyim. Söyle, gel desem gelir misin? Peki "Çok" sev desem gerçekten sever misin?
Yazar Hatun
Etiketler:
aşk,
hayal,
hayat,
ilişki,
melisyazar,
özlem,
yazarhatun
24 Ocak 2016 Pazar
An'ı
18/01/2016
İnanmazdım önceden
Önemli olan bir An'a bile
Güzel bir An'ı sığdırabilmekmiş.
Sokaklarda gecenin bir yarısı şarkılar söylemek, dinlemekmiş.
Aşk;
An'ılarını en sevdiğinle paylaşmakmış...
Geçmişteki anılarına o en sevdiğini katmak isteyip,
Geçip giden zamana hayıflanmakmış sessizce...
En güzel keşke'lerin dolanmasıymış dile...
Bütün güzelliklerini tek bir insana bahşetmek istemekmiş
Ve büyüklükmüş Aşk;
Koca bir hatayı minik bir zerreye çevirip,
Yanaklardan süzülen damlaları silmekmiş,
Güzel Yüreklilikle :)
Kavganın ortasında seni susturan sıcak bir öpüşmeymiş,
Aşk... Her daim -iyi ki varsın- dercesine...
Devrim...
Bıçak gibi kesip atmakmış,
Kötü olan, acı veren herkesi, her şeyi...
Masumiyetmiş,
Elinden geldiğince masum olmakmış Aşk işte...
Sessizce, fütursuzca sevmek, delice sevmekmiş...
Her gün şükür etmekmiş varlığına...
Aşk bu kadar güzel işte...
Sevdiğine kıyamamak...
Yazar Hatun
Etiketler:
aşık,
aşk,
hayal,
hayat,
melisyazar,
özlem,
yazarhatun
Son'lar
Son'lar; bitişler, başlangıçlar...
Gidişler bazense terk edilişler,
Hepsi insanoğlu için.
İsteyene tecrübe,
İsteyene sınav,
İsteyene dayak mahiyetinde.
Nasıl görmek istersen senin ellerinde.
Bir daha görecek olduğunu bilmek,
Onu son yapmaz mı sanıyorsun?
Uzun ya da kısa her el bırakış,
Geri çekiliş belki de dönüp gidiş,
Birer sondur kendi nezdinde
Sonlar nedir biliyor musun?
Susuştur.
Kaçıştır.
Soğumaktır belki inceden.
Çünkü Son böyle ister
Sevmemen gerekir.
Çok seversen,
Acıtır canını Son'lar.
Ağlarsın gizlice bazen de hıçkıra hıçkıra,
Acımasızdır Son'lar.
Canı isterse başlangıçlar yaratır, bencilce.
Tekrardan sev ister belki de daha çok sev ister.
Daha çok bağlar her -Son'un Başlangıcı-, gizlice,
Bağlar ruhunu bağlar bedenini, sinsice.
Vurur zincirlere, sertçe.
En Son'da ne yapar bu acımasız Son'lar bilir misin?
Onu saran kollarını,
Deli gibi seven kalbini,
Ona ait olan her şeyini söke söke...
Kanata kanata... çeker alır senden.
Seve seve yaşadığın lanet olasıca bir şehirden...
Yazar Hatun
Gidişler bazense terk edilişler,
Hepsi insanoğlu için.
İsteyene tecrübe,
İsteyene sınav,
İsteyene dayak mahiyetinde.
Nasıl görmek istersen senin ellerinde.
Bir daha görecek olduğunu bilmek,
Onu son yapmaz mı sanıyorsun?
Uzun ya da kısa her el bırakış,
Geri çekiliş belki de dönüp gidiş,
Birer sondur kendi nezdinde
Sonlar nedir biliyor musun?
Susuştur.
Kaçıştır.
Soğumaktır belki inceden.
Çünkü Son böyle ister
Sevmemen gerekir.
Çok seversen,
Acıtır canını Son'lar.
Ağlarsın gizlice bazen de hıçkıra hıçkıra,
Acımasızdır Son'lar.
Canı isterse başlangıçlar yaratır, bencilce.
Tekrardan sev ister belki de daha çok sev ister.
Daha çok bağlar her -Son'un Başlangıcı-, gizlice,
Bağlar ruhunu bağlar bedenini, sinsice.
Vurur zincirlere, sertçe.
En Son'da ne yapar bu acımasız Son'lar bilir misin?
Onu saran kollarını,
Deli gibi seven kalbini,
Ona ait olan her şeyini söke söke...
Kanata kanata... çeker alır senden.
Seve seve yaşadığın lanet olasıca bir şehirden...
Yazar Hatun
Etiketler:
aşk,
ayrılık,
hayal,
hayat,
melisyazar,
özlem,
sevda,
Son,
veda,
yazarhatun
17 Ocak 2016 Pazar
?????
içimde oluşan soru işaretlerimin,
biriktiğini hissediyorum, sinsice.
sorguladıklarımın en başında masumiyet...
bakıyorum kendime
ne kadar masumum şimdi,
kalmış mı tek zerre masumiyetimden?
bakıyorum etrafıma
masumiyetine sığınmak için çabaladıklarım...
bulduğum kadar temizler mi,
yoksa onların içleride benimki gibi pis kuyu mu?
karanlık, sessiz, dipsiz...
dışardan gördükleriyse hırçın deniz
bir ben bilirim içimi...
boğmak istememek mi bende ki
yoksa arınmak için heves mi?
kalbim kaybolup giderken bir ruhta
ya ben boğulursam onda
bilmediğim gerçekler
şu yağan yağmur gibi çarparsa yüzüme
sert, vurdum duymaz...
biriktiğini hissediyorum, sinsice.
sorguladıklarımın en başında masumiyet...
bakıyorum kendime
ne kadar masumum şimdi,
kalmış mı tek zerre masumiyetimden?
bakıyorum etrafıma
masumiyetine sığınmak için çabaladıklarım...
bulduğum kadar temizler mi,
yoksa onların içleride benimki gibi pis kuyu mu?
karanlık, sessiz, dipsiz...
dışardan gördükleriyse hırçın deniz
bir ben bilirim içimi...
boğmak istememek mi bende ki
yoksa arınmak için heves mi?
kalbim kaybolup giderken bir ruhta
ya ben boğulursam onda
bilmediğim gerçekler
şu yağan yağmur gibi çarparsa yüzüme
sert, vurdum duymaz...
Yazar Hatun
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Piremses :)
İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...
-
Bazen bir adamın doğan Güneş'i, gecesini aydınlatan Ay'ı olursun. Hayatındaki büyük resmi, biricik öznesi; ruhunun ilk gördüğü hep s...
-
Eleftheria Arvanitaki - Gia Ton Motion Sou To Chroma Yakan güneşin batışını izleyecekler birlikte, güneş geziyor tenlerinde şimdi ateşi...