Gün içinde bir sürü insanla konuşursun. Bazıları sana diğerlerinden daha yakın olur. Her biri seni bambaşka tanır, farklı tasvir eder, her birinin gözleri farklı bakar ; sana, gözlerinin içine.
Şeker kız bulan da olur seni evimizin kızı modu, bazıları ise asi. An geliyor hissetmiyorlar mesafeni bazen aynı kişiden gelgitlerinin yüzüme çarpmışlığı var lafını bile duyabiliyorsun. Duvarlarını hissediyorum Melis, seninle konuşuyorum ama duvarlarını hissediyorum.
Ne kadar tuhaf. Sen ise kendini basit görürsün sıradan bir insan. Onlar söylemese fark etmezsin bile ne olduğunu insanlara neler yaptığını. İnsanlara neler kattığını bilemezsin... Hayatından onların hayatlarına neler aktardığını kestiremezsin. Kestiremiyorum, sadece yaşıyorum hayatımı. Sakin, hareketli... Onlara öğretirken kendinde öğrenirsin istemeden, yine fark etmeden.
Her insan öyle değil midir? Fark eder mi insanlar, neler kattıklarını neleri değiştirdiklerini? Egoları tavan değilse hayır :)
Her bireyin belki de bir geliş amacı vardır hayata. En azından ben öyle düşünüyorum. Varsam birilerinin hayatında sıfatım hiç önemli değil; doğrudan ya da dolaylı yoldan birşeyler öğretiyorum onlara. Ya kalıyorum hayatlarında ya da çıkıp gidiyorum. Hayatın dengesi bu belki de. Bazen olursun bazen gidersin. Bir varmışım bir yokmuşum... Bu kadar basit.
Melis ŞAHİN
çok güzel yazmışsın yine, ellerine sağlık :)
YanıtlaSil