18 Ocak 2012 Çarşamba

kabuğum.

Derin iç dünyam yüzünden, hayatın iniş çıkışlarında pek çok insandan daha fazla etkileniyorum ve sevinci de acıyı da daha fazla hissederek, herhangi bir kişiden daha fazla acı çekebiliyorum. Ben Boyleyim
Kimine gore anormal geliyor bu hallerim kimine gore fazla duygusalım. Kahkalara boğulmayı severim. Her güzel günüm için herkese gülümserim ben boyleyim. Bazıları dengesiz bulur, bazıları sempatik kimin ne dediği onemli mi aslında beni tanıyorlar mı? Hayır hemde hiçbiri. Hepsine farklı bir yüzümü gosterdim. Kendimi gosterirsem kırılırım; çünkü çok çabuk incitirler beni. Ben ve kabuğum biz bütünüz boyle...

Melis ŞAHİN

15 Ocak 2012 Pazar

_-_-_

      Bir insanın herkesle anlaşabileceğini düşünmüyorum. Eğer bir insan herkesle anlaşabildiğini iddaa ediyorsa bulunduğu ortamda -hemde herkesle- anlaşabildiğini, ya yalan soylüyordur ya da kişiliksizin tekidir.
Eğer -kişiliksizin- tekiyse, kendine ozgü fikir, durum, davranış oluşmamıştır. Eğer bu konuda yalan soylüyorsa, kendi düşüncelerini kendi benliğini ortaya koymadan var oluyordur o ortamda. Kabul edilmeme korkusu yaşıyordur, herkesin her dediğine sallabaş olmuştur, kendi fikrini ortaya koyarsa çıkıntılık yapacağı düşüncesi mevcuttur. Bu yanlış. Asıl yapması gereken ne olursa olsun ne durumda olursa olsun her ortamda kendi gibi olmalıdır insan. O zaman belki etrafındaki kişi sayısı azalacaktır ama onu kabul eden insanları gorücektir. Bir insan sizi bütün huysuzluklarınıza bütün kaprislerinize ve yanlışlarınıza rağmen sizi değiştirmeden olduğunuz gibi kabul edebiliyorsa işte -gerçek- budur, burdadır. Sizde bunun aynısını ona yapıyorsanız yani olduğu gibi kabul ediyorsanız onu. -Gerçek Bağ- budur. Aranızdaki gerçek iletişim budur.

Melis ŞAHİN

13 Ocak 2012 Cuma

Vatan ELden Gidiyorrrr !!!!!

     19 Mayıs'ımızda elden gidiyor. Bahanelere bakarmısınız neymiş efendim çoçuklarımız üşüyormus(ona kısaca açık sacık giyiyorlar hoşumuza gitmiyor desene), ailelerle okul yonetimi arasında sorunlar oluşuyormus(yalan külliyen yalan bende görev aldım 19 Mayıs Törenlerinde(GURURLA) hiçte boyle bir olay görmedim), derslere ilgi azalıyormus( öğrenci bu torenlere katılsın katılmasın mayıs gibi zaten hep ilgisi dağınıktır ki çünkü hava SOĞUK DEĞİL aksine SICAKtırda ondan). Başımıza gelen her türlü olay yaratılan her türlü bahane Milli Bayramlarmıza dolaylı yoldan ATA'NIN İLKE ve DEVRİMLERİNE uzanıyor. Benim KöR milletim olanı biteni göremeyecek kadar derin bir uykuda vatan elden gidiyor. yavaş yavaş el atıyor kendini bilmez cumhuriyet, laiklik ve en onemlisi Atatürk karşıtları !
     Hiçbişiden haberi olmayan bir insan bile yüzeysel olarak herşeyi anlayabilecek kapasitedir bence. Sen 3 maymunu oynayan 'evet'çi halkım sen bilmez misin bu vatan yıllar once uuzzzuunn yıllar once ne durumdaydı senin ataların ne durumdaydı? Sen nasıl 'TÜRK' sıfatını taşıdığını sanıyorsun kimin sayesinde? Ne uğruna? biliyor musun? Aslında 'evet' biliyorsun; ama sen hala kendini bilmezlere oy veriyorsun. Yazık! ÇOK yazzıııkkkkk ! Yıllar sonra dönüp baktığında arkana olur olmaz insanlara verdiğin oylar için üzülüceksin güzzzeeelll halkım çok üzülüceksin ve bu günlerini bile arayacaksın. En büyük pişmanlığın Ata'mın ilkelerini ve devrimlerini korumadığına, beceripte koruyamadığına üzülüceksin.
Uyumaya devam et sen rahatsız olma. İyi Geceler.

Melis ŞAHİN

11 Ocak 2012 Çarşamba

"Yorgunsun" dedi. Beni tanımasına bilmesine o kadar ihtiyacım olduğu zamanlar vardı; ki buda onlardan biriydi. "evet" dedim. "yaslan koy basını omzuma" dedi. Yaptım. "Uzun zamandır gorüşmüyoruz. Değişmişssin ozledim seni" dedi. Ozlemek... neyi, kimi, ne zaman, neden ozlemek? ozledim mi acaba onu bilmiyorum sadece şuan güvende olduğumu hissediyorum. "neler geçti başındna anlat. Yazı bitirdik eylül geçti ee sonrası?" dedi. Sanki masal anlatıyordum ben ona. Masalı yarım kalmış çoçuk gibiydi sesi meraklı sonucu bekleyen... "2-3 belki daha fazla oldu, bitti. Detay onemli değil şuan biri var hayatımda" dedim. Korktu sanki beklemiyordu. Aslında bende korkmuştm ama onun bu ani suskunluğuna daha çok korktum. Hep benden uzaktı çok uzaktı ama herzaman da yakındı çok yakındı. Ten kadar yakın, ruh kadar yakın... Beni tanıyordu herşeyi hissetmiş olmalıydı. "Ne olucak?" dedi "Ne ne olucak, mutluyum." dedim gülümsedim. Biraz rahatladı belki de zorunlu bir rahatlıktı bu bilmiyorum. "Alış buna." dedim "seni paylaşmak, herhangi biriyle seni paylaşmak..." dedi. "zor değil, sen hep yanımdasın en onemlisi kalbimdesin o sadece yakın bana" dedim. "nereye kadar devam edicek" dedi. "bilmiyorum devam ettiği yere kadar, onun benden vazgeçtiğini hissedene kadar, gozlerinde o ışığı goremediğim ana kadar hep benimle olucak" dedim. Rahatsızdı istemiyordu hayatımızda. "Diğerlerine ne oldu? Biliyorsun hayatına girdiler, bişiler sana bişiler oğretip geri gittiler...".  "Diğerleri hep otekiler olarak kaldı" dedim. "masal devam ediyor mu?" diye sordu "evet ediyor sonu biz yazıcaz" dedim sımsıkı sarıldı. işte bunu seviyorum =)

Melis Şahin

DipNot:
' Şuan ne kadar bunları yazsamda okumayacaksın belki fırsat bulamayacaksın belki de korkacaksın buraya adım atmaktan. ama iyi ki benimlesin =) '

8 Ocak 2012 Pazar

gozlerine...

Hala sana ait şarkılar dinliyorum.
Sırf seni hatırlayabilmek için,
Yaşadıklarımı birdaha yaşayabilmek için,
Güneş ışığı, hava, gün batımı, tenime çarpan rüzgar...
Yollar, mekanlar, kelimeler, verilen vaadler ve
                                                 KAYBOLUŞLAR...
Havada asılı kalmış cümleler...

Mesela hala okuduğum şiirler sana ait.
Seni anlatıyor mısralar.
Senden sonra hiç kimse için şiir okumadım.
Var olan birkaç kıta içinde geçen şahıslar oldu,
Onlar hep kotü şiirlere kahramanlık ettiler.
Senin gibi değildi onların şiirlere konu olmuş mısraları...

Hala fotoğraflara bakıyorum mesela.
Korkuyorum yolda gorüpte gormezden gelirsem diye.
Tekrar tekrar bakıyorum yüzüne, inceliyorum,
Dikkatlice bakıyorum gozlerine...

Melis ŞAHİN

2 Ocak 2012 Pazartesi

Yollar...

    Hayatınızda bir gün sadece bir kere oturup otobüs terminalindeki insanları izlediniz mi... amaçsız, boş bir şekilde? Ben bunu defalarca yaptım ya da önünden geçerken durdum birkaç dakika orayı izleyip yoluma devam ettim. Orada ki insanları düşündüm: çalışanlarını, yolcularını ve terminal içindeki esnafları... empati kurun ve çalışanlarının yerlerine koyun kendinizi. Hergün yüzlerce surat... heyecanlı, üzgün, sıkılmış, yorgun, mutlu bazen de umutlu yüzlerce surat. Sonra esnafları düşünün yolcuların yakınlarına aldıkları onlarca şey, otobüse yetişme çabası bazen çoçuk sesleri. Birde en önemlisi yolcuları var. İnen-binen yüzlerce yolcu... ne türlü hikayeleri vardır hepsinin kimbilir. Bazısı üniversiteye gider, bazısı sıcacık evine döner, bazısı çoluğuyla çoçuğuyla babaocağına, bazısı sevgilisine kavuşma ümidiyle biner o otobüse, bazısı anılarıyla birlikte uzaklarda kaybolup gitmek için... Ben hep yolcu oldum. Terminalin içinden geçerken heyecanlı oldum, biletimi alınca mutlu ve otobüse binince umutlu oldum. Bazen esnaflarda oyanalıp otobüse yetişme stresini bende yaşadım ellerim dolu dolu binişimi pohaçalarım, suyum ve gazetelerim. Bazen bir kulaklık eşlik ederdi bana, bazende annemin güzel yüzü güzel sohbeti. Ben yollarda umutlarımı büyüttüm, vardığımda istediğim yere, verebilmek için sevdiklerimle... ve biliyorum beni hep yollar bekler...

Melis Şahin

Piremses :)

İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...