Dijital deyince herkesin aklına geldiği gibi
benim de elektronik aletler geliyor. Çok basit bir giriş cümlesi. Ama gerçek
bu. Dijital dünya hayatımızın her yerinde bize kolaylık sağlarken bir yandan da
esiri haline getirdi. Gecen gün okulumda düzenlenen sosyal medya okuryazarlığı semineri
de bunun bir kez daha fark etmemizi sağladı. Teknolojinin yıllar içersinde
nasıl geliştiği, hayatımızı nasıl, ne şekilde kapladığı ve bizim bu süreçte
nasıl hareket ettiğimiz... Görülen o ki dijital dünya dediğimiz kavram
internetin doğuşu ile yıllar içersinde geçirdiği evrimle bu duruma geldi. En
başta insanlar ile iletişim diyerek başladık bu yolculuğa. Sonra bu internet
denilen meretle neler yapabileceğimizi fark ettik. Bütün resmi, kurumsal,
kişisel işlerimizi bu yol üzerinden halletmeye başladık. Şuan interneti
kullanabildiğimiz bütün elektronik araçlar vasıtasıyla yapabildiklerimiz,
fatura bilgilerimizi görebiliyoruz, her gün her dakika dünya gündeminde
olanları takip edebiliyoruz hem de gazeteye ihtiyaç duymadan. Buna örnek
verebileceğimiz Radikal gazetesi artık online gazete olarak basın dünyasında
yaşamını sürdürmeye devam ediyor. E-kitap denilen olay ile yine kağıt israfına
dur denilebiliniyor. Dijital imza ile elektronik belgelerimizi, postalarımızı
ve ticari işlerimizi güvenli hale getirebiliyoruz. İnternet üzerinden eğitim
alabiliyoruz. E-devlet üzerinden kurumsal işlerimizi halledebiliyoruz. Kısaca
Dijital vatandaş oluyoruz. Bunlar sadece bu dijital dünyanın ufak bir parçasını
oluşturuyor.
Bu konuma gelmemiz ülkece yıllarımızı aldı. Ve
hala 6-7 yıl geride olduğumuz ayrı bir gerçek. Bizden istisnasız bir adım önde
olan Avrupa. Övündüğümüz Genç nüfusumuz
olmasına karşı onlar yaptıkları ile bize örnek oluşturup kapı açıyorlar. Bizim
dijital üzerine çalışmalarımız yok mu? Tabi var, ancak onlardan bir adım önce
olacak kadar güçlü ve yoğun değil. Avrupa
birliğine girmek isterken dijital dünya kullanımını kısıtlayarak bunu
yapabileceğimizi sanan bir ülkeyiz. Bu ayrı bir ironi. Nitekim bu duruma karşı Bilişim
fuarları, seminerleri, konferansları, zirveleri düzenleyen dernekler ve öğrenci
arkadaşlarımız mevcut. Bu yıl içersinde 6-9 Kasım tarihlerinde Ankara Ticaret Odası (ATO)
Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda
düzenlenen gelenekselleşmiş Ulusal Bilişim Kurultayı’nın 31'incisi Bilişim 2014, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından bu yıl ilk kez CITEX'2014 Ankara Bilişim
Fuarı'yla birlikte
gerçekleştirildi . Bu
bir örnek oluşturabilir.
Kısacası
Avrupa Dijital Dünyayı hayatlarının her alanında aktif biçimde kullanabiliyor.
Bunu insan hakkı olarak sayıp özgürce kullanılmasını sağlıyor. İnsanlarını bu
dijital dünyada dijital vatandaş olarak görmeyi istiyor. Neden bizim
vatandaşımızda böyle olmasın, nasıl yapabiliriz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder