Dün bir yaşa daha başlangıç yaptım. Bütün sorumlulukları, umutları ve beklentileriyle birlikte. Yine bol kahkalı, bol arkadaşlı, sürprizli bir yıl olucak benim için hissediyorum. 19 oldum ama şunu farkettim ki yasım kaç olursa olsun hiç büyümücem. Mesela dişilik abidesi, her günü topuklular üstünde geçen, wamp kadınlardan olmucam. Beceremem ki. Hem yakısmaz bence. Ben bütün herkesin yükünü basarıyla sırtlanan, her işin altından kalkan olgun kadınlardan da olmucam. Her seferinde bir sürü hata yapıcam. Yaptığım hatalardan otürü hep kendimi affedicem. Sonra da iyi ki yapmıssın Melis dicem kendi kendime. Dedim ya büyümücem ben. Hep hayallerim olucak bıkmadan sıkılmadan kurmaya devam ettiğim... Benim gülüşlerim olucak aldığım her darbeden sonra tekrar ortaya çıkan... Ve gozyaşlarım olucak kimseden çekinmeden dokebildiğim. Ama hepsinden onemlisi benim ruhum hep taze kalıcak... :)
Melis ŞAHİN
12 Temmuz 2012 Perşembe
22 Haziran 2012 Cuma
başladık
kendi kendime konuşmaya başladığım bir yaza daha hoşgeldim. hayırlı uğurlu olsun. basım goğe ermiş. istediğimi yaptırmıs hür bir insanım artık. mutlu muyum? tabikide hayır. bazıları(annem dahil :) ) iyi olmus boşver derken ben hala garip durumdayım :D .burda yazarken azda olsa ozgür kalabiliyor ruhum. dilime hakim olmak zor ama. hernese ne kadar paylaşsamda sağda solda, muhterem kişi gormeyecek. rahatım bu yüzden. ne demeli nerden başlanmalı bilmiyorum. herkes kendince haklı demeliyim sanırım. haklıyım içimi acıtsada yapmak zorundaydım ben meraklı değildim boyle olmasını ya da deliler gibi istemedim aslında. kendi ellerimle bu sefer ben gonderdim seni ve sende ilk kez kırmadın beni. yalnız değilim, sensizde yaşayabiliyorum. ama o anda kendimi ortada kalmıs, bırakılmıs gibi tuhaf hissettim ilk kez boyle oldu. yanaklarım kıpkırmızı, sesim titrek, gozlerim dolu. azıcıkta yalnız. Ve sen. sen bensiz yaşıyorsun üstelik yalnız değilsin. boşver üzülmedin bile bu karar için hissedebiliyorum. aslında kafan rahatladı.şimdi okusan saf mısın kızım beni anlamıyorsun falan dersin. abi anlatmadın ki doğru düzgün sen kaçaktın ben açık kitap. ben kendimi ne kadar anlatıysam sana sen o kadar sustun aslında. senin hayatın senin kararların tabi ama benim hayatımda olmayı istemen belki bencillikti hiç bunu düşündün mü. hernese sen beni anlayamayacak kadar duygusuz ben seni anlayamayacak kadar mantıksızım. umarım unutmazsın beni.
Melis ŞAHİN
Melis ŞAHİN
19 Haziran 2012 Salı
evet istiyorum.
Boyle kafa dengi birini istiyorum.. kimin ne soylediği umrumuzda olmasa ne olduğumuz ya da nasıl goründüğümüz mühim olmasa, biz yanlızca "biz" olsak mesela. Gizsiz sırsız biz, bedenimizle ruhumuzla biz olsak sadece.
Hem biricik dostum olsa hemde deliler gibi sevdiğim adam.. En sacma kuruntularımı, en dandik sevinçlerimi, en büyük üzüntülerimi ona acsam, çekse çenemi, beni. "Sen üzülme, ben hep varım" deyip sarılsa mesela hüngür hüngür ağlarken. Evet -ağlamak- gozyaşlarımı, içimdeki tek acizliği o gorse yalansız riyasız. Çok sinirlendiğinde sakinleştiği tek liman ben olsam, gozlerinin içine baktığımda anlasam derdini, kederini.
Yeri geldiğinde birbirimizin kavga arkadaşı olsak, bağırsak çağırsak birbirimize ama 5-10 dakika sonra sarılsak barışsak mesela çoçuk gibi. Benimle kütüphanede takılsa mesela fısır fısır konuşmaya çalışsa saçma sapan kitap muhabbetleri yapıp, sırf kapağını sevdik diye kitap okusak mesela :D Psikolojimize gore filmler izlesek, bazen kakır kakır gülsek, bazen hüzünlensek beraber. Sırf filmdeki o kadın sevdiği adama veda edemeden oldü diye ağlasak mesela :D Yanında utanmadan çekinmeden içebildiğim tek insan olsa kahkalarımı çekse... Herşeyden onemlisi en çok ona güvenebilsem mesela ve inansam sozlerine... çok mu zor, çok mu şey istiyorum?. Evet istiyorum . :)
Melis ŞAHİN
Hem biricik dostum olsa hemde deliler gibi sevdiğim adam.. En sacma kuruntularımı, en dandik sevinçlerimi, en büyük üzüntülerimi ona acsam, çekse çenemi, beni. "Sen üzülme, ben hep varım" deyip sarılsa mesela hüngür hüngür ağlarken. Evet -ağlamak- gozyaşlarımı, içimdeki tek acizliği o gorse yalansız riyasız. Çok sinirlendiğinde sakinleştiği tek liman ben olsam, gozlerinin içine baktığımda anlasam derdini, kederini.
Yeri geldiğinde birbirimizin kavga arkadaşı olsak, bağırsak çağırsak birbirimize ama 5-10 dakika sonra sarılsak barışsak mesela çoçuk gibi. Benimle kütüphanede takılsa mesela fısır fısır konuşmaya çalışsa saçma sapan kitap muhabbetleri yapıp, sırf kapağını sevdik diye kitap okusak mesela :D Psikolojimize gore filmler izlesek, bazen kakır kakır gülsek, bazen hüzünlensek beraber. Sırf filmdeki o kadın sevdiği adama veda edemeden oldü diye ağlasak mesela :D Yanında utanmadan çekinmeden içebildiğim tek insan olsa kahkalarımı çekse... Herşeyden onemlisi en çok ona güvenebilsem mesela ve inansam sozlerine... çok mu zor, çok mu şey istiyorum?. Evet istiyorum . :)
Melis ŞAHİN
GİT.
Kimseye "git" deme, sen kabahatli olursun. Ancak sen gidersen de kabahatli olursun, en azından haklı ve yerinde bir kabahatlilik olur bu. Kendince nedenlerin, hataların vardır. Fazla uzatmaya gerek duymazsın gidersin. Bazıları seni haklı bulur, bazıları bu gidişine sitemler yağdırır, seni suçlar. Bazıları seni omrü boyunca nefretle anar bazen -haklılardır kendilerince- , bazen senin haklı olduğunu kabul etmezler, bazıları kızar ama yine kalplerinde seni sevgiyle yasatmaya devam ederler.
Hep yollar var hayatta gidilen, gidilmemiş, mutlaka gidilmesi gereken. Yollar uzun. Bazen çetrefilli, bazen bildiğin otoban. O yolu kıymetli kılan nedir? Çetrefilli oluşu mu yoksa seni oyalamayışı mı, hangisini seversin? Çabaladığını mı yoksa çarçabuk ulaştığını mı... Yolun sonunda ne olduğunu bazıları biliyor, bazıları merakına yol alıyor. Sonunda hangi duyguyla buluşucaz? Umduğumuz gibi mi çıkar herşeyi zaman gosterir... Bazen de 2 yol arasında kalırsın. Seçim zordur. Ve bilirsin ki hangisini secersen geri kalan yolda oyle devam edecektir. Yine bilirsin ki bazı yollardan donüş yoktur.
Şimdi onümde yollar var hem uzun hem çetrefilli. Kıymetli. Ama o yoldan donebilir miyim? Bilmiyorum. Sıkılabilirim. İstediğimde yoldan donüp tersine gidebilir miyim? Bilmiyorum. Şimdiden yapacağım hatalar için ruhumu affettim :) Hoşçakalın...
Melis ŞAHİN
Hep yollar var hayatta gidilen, gidilmemiş, mutlaka gidilmesi gereken. Yollar uzun. Bazen çetrefilli, bazen bildiğin otoban. O yolu kıymetli kılan nedir? Çetrefilli oluşu mu yoksa seni oyalamayışı mı, hangisini seversin? Çabaladığını mı yoksa çarçabuk ulaştığını mı... Yolun sonunda ne olduğunu bazıları biliyor, bazıları merakına yol alıyor. Sonunda hangi duyguyla buluşucaz? Umduğumuz gibi mi çıkar herşeyi zaman gosterir... Bazen de 2 yol arasında kalırsın. Seçim zordur. Ve bilirsin ki hangisini secersen geri kalan yolda oyle devam edecektir. Yine bilirsin ki bazı yollardan donüş yoktur.
Şimdi onümde yollar var hem uzun hem çetrefilli. Kıymetli. Ama o yoldan donebilir miyim? Bilmiyorum. Sıkılabilirim. İstediğimde yoldan donüp tersine gidebilir miyim? Bilmiyorum. Şimdiden yapacağım hatalar için ruhumu affettim :) Hoşçakalın...
Melis ŞAHİN
10 Haziran 2012 Pazar
Birisi var. Sana benziyor.
Birisi var. Sana benziyor, sana benzetiyorum, seni onun yerine koyarak ona yaklaşıyorum oyle dokunabiliyorum ona. Yoksa taamülüm yok bilirsin başkasına. Sonra bir bakıyorum ki ona, bakışlarınız benzemiyor, sesi sen değil, kokusu bambaşka. Tuhaf geliyor, yabancı olduğunu anlıyorum bir kez daha... Ama senden daha çok seviyor beni, üzmüyor mesela. Romantik, daha yaratıcı. Ama onunla susup uzaklara dalmıyorum, sokulamıyorum kollarına dedim ya kokusu farklı. Sozüne hem inancım hem güvenim var. Aldatmadı aldatmayacak hiçbir zaman, ama kollarında güven bulamıyorum. Onunlayken bana hiçbirşey olmayacak deyip elimi veremiyorum ona. Onu saat bası aramıyorum, mesaj atmıyorum hatta hergün konuşmasak bile olur dedim ya güvenim var ona, aldatmaz, kandırmaz. Oda bazen bundan şikayetçi. "Hiç mi kıskanmıyorsun beni?" diye soruyor arada. Yalandan "eh biraz" diyip gülümseyip, çeviriyorum yüzümü. Yüzümdeki tarifsiz ifadeyi gormesine gerek yok. Bilirsin acık kitap gibiyimdir. Herşey okunur yüzümden.
Melis ŞAHİN
Melis ŞAHİN
30 Mayıs 2012 Çarşamba
Yazıklar olsun !!!
Yazıklar olsun benim ülkeme... Şu son zamanlarda gündemimize gökten zembille düşen konu " KÜRTAJ". Ülkemizin kadınlarının, ailelerinin derdi devletimizi gerdi. İlk önce yatağımıza yorganımıza burunlarını soktular, sonra çoçuk sayımızı belirlediler. Hatta olmadı başka ülkenin çoçuk sayısınıda belirlediler. Hatta sanki bütün doğurduklarımıza bakacaklarmış gibi nutuk attılar. Şimdi de sıra kadınımızın "kürtaj"ına geldi. Ama kadınımıza ŞİDDET, TECAVÜZ, AİLE İÇİ BASKI söz konusu olunca hiç kimse çıkıpta bir tepkide bulunmadı. Bir 'KORUMA' görmedik. Biz ki günden güne fakirleşen ülkem... Biz ki "zenginle-fakir" arasında koca koca dağlar yaratan ülkem... Biz ki ülkesinin kadınını koruyamayıp, bacak arasına bakan ülkem. Ne haldeyiz biz? Ne olduk biz? Evliyken ya da evlilikdışı, istemdısı ya da bilerek hamile kalan kadınlarımız, eğer bakamayacak bir duruma denk geldiklerinden ne yapmaları gerek? Doğuralım camiye mi bırakalım, yurda mı verelim, çöpe mi koyalım ya da durun daha iyi bir fikrim var hükümetimize verelim sağlık bakanımız devletimizin bakacağını söylemiş. Korunma yöntemlerinden haberi olmayan ya da önemini bilmeyen çiftler varken söylermisiniz çoçuk yapmalarını/doğurmalarını söylemek mi gerek yoksa korunmayı mı öğretmek? Kürtaj istemiyorsa bir ülkenin bakanları korunmayı öğretmeliler. ;)
Aman ha doğururkende NORMAL DOĞUM. Doğumda ölürsek problem değil, önemli olan bebek doğsun ( isteyerek-istemeyerek). Sonra da "normal-sezaryen" doğuma geldi sıra. ( suda yapılan doğum unutulmuş.) Normal doğum yapamıyorsa kadınımız korkuyor ya da belki bedeninden kaynaklanan bir sorunu var bırakalım mı ameliyathanede nasıl doğurursa doğursun mu demeliyiz? Ya biz ülkece neyin kafasını yaşıyoruz? Ne eğitim sistemimiz düzenli, ne evlerimiz-okullarımız huzurlu, ne öğretmenlerimiz-ailelerimiz mutlu, ne de gençlerimiz geleceklerinden umutlu!!!! Yataktan yorgandan önce daha önemli meseleler var bence ;)
Melis ŞAHİN
Aman ha doğururkende NORMAL DOĞUM. Doğumda ölürsek problem değil, önemli olan bebek doğsun ( isteyerek-istemeyerek). Sonra da "normal-sezaryen" doğuma geldi sıra. ( suda yapılan doğum unutulmuş.) Normal doğum yapamıyorsa kadınımız korkuyor ya da belki bedeninden kaynaklanan bir sorunu var bırakalım mı ameliyathanede nasıl doğurursa doğursun mu demeliyiz? Ya biz ülkece neyin kafasını yaşıyoruz? Ne eğitim sistemimiz düzenli, ne evlerimiz-okullarımız huzurlu, ne öğretmenlerimiz-ailelerimiz mutlu, ne de gençlerimiz geleceklerinden umutlu!!!! Yataktan yorgandan önce daha önemli meseleler var bence ;)
Melis ŞAHİN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Piremses :)
İlişkiler karmaşık döngüler, benzer şemalar ve görünmez terazisi bulunan derin yapılardır. Değişen toplum koşulları, ahlak ve etik değerlerl...
-
Bazen bir adamın doğan Güneş'i, gecesini aydınlatan Ay'ı olursun. Hayatındaki büyük resmi, biricik öznesi; ruhunun ilk gördüğü hep s...
-
Eleftheria Arvanitaki - Gia Ton Motion Sou To Chroma Yakan güneşin batışını izleyecekler birlikte, güneş geziyor tenlerinde şimdi ateşi...